5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2752
Okunma

eski bir balıkçı meyhanesinde
küçük, tenha ve karanlık bir masada
sensizliği geceme döküp döküp içerken
biri bana seni anlatsın
hani o geçmek bilmeyen zaman
beni dilim dilim bitirdiğin o an
şimdi içimdeki suskunluğum
sana en büyük miras inan
biri ona beni anlatsın
ve kadehi her vuruşumda şişeye
ağır ağır vuruluşumu
kayboluşumu
ve de yok oluşumu
aylardan yine haziran
artık inanmasam da ıhlamur kokularına
koklamasam da yaban güllerini dalından
geçen aylara inat
zaman nedense yine hep o hain haziran
biri bana seni anlatsın
yokluğunu düşünürken geçen zamanda
geceleri üşümeye alışırım da
zemherimde hüzünlü bir haziran gecesi
biri bana zamansız donmaları anlatsın
şimdi denizin dalgaları dövsün kıyılarımı
ve her dalgada benden kopuşunu
hani o bitti dediğin
hani o sildim dediğin
ve hala ’seni seviyorum’ dediğim
biri bana o gonca gülü anlatsın
kalbimin camdan kırıkları toplanırken sinemde
kanayan avuçlarımdan uçurduğum seni
artık hiç konuşamasam da
hiç tutamayacak olsam da ellerini
biri bana hep seni anlatsın seni...