5
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1384
Okunma
bu gece gelme
seni incitebilirim
evrenin tüm acılarını en ufak kırıntısına kadar toplayıp
hanesine sığdıran yüreğim
gülebilir cümlelerinin hafifliğine
rüya elbiseli düş desenli mutluluğuna
hatta kızabilir gülümseyerek bakmana
çünkü bu an ki
bütün zehrini içsem varlığın
biliyorum öldürmez beni yaşam
çünkü her çilenin mayası olduğumu biliyor
biliyor kaç kez talan edilip
ibrahimin nemrutunca yakıldığımı aşk tarafından
her kalbin içinde yuvalanmış
henüz ayrılığı acıyı terkedilmişliği tatmamış
bedenlerin karşısına çıkarıp
alın işte sonunuzun bir önceki hali bu diye
ifşa etmekten zevk alacak beni yaşam.
ve mutlaka değerimden fazlasını veren
aşk tadımlığı bir alıcım olacak
hangi aşkta mağlup olsam
hangi esir pazarında satılsam
farketmeyecek kalbimin ölü oluşu
tırnaklarımın bütün ayrılıklara isyan edercesine
hatıranı kazıması zamandan.
farketmeyecek mecnundan beter bir halde
leylanın varlığını bile bilmeden
ruhunu ortadan ikiye ayırarak
evrene dağılan meczupluğum.
farketmeyecek ölüme giderek kurtulmak varken
sırf yaşıyorsun diye nefes almayı
ilahi bir emrin gereği gibi görev saymam…
bu gece gelme
seni incitebilirim
susabilirim tüm sessizliklerin çıldıracağı kadar
sessizliğe gömerek yüreğimi
ki sen o haldeyken
gerçek sanırsın gördüğün bütün düşleri
yok olabilirsin bakışlarımın
terkedilmiş tüm bedenlerin
ruhsuz fotoğraflarını sırf inat olsun diye
kırpmadan sergileyen göz çukurlarında
susabilirim yaratılmış her varlığın
sessiz yanlarını biriktirerek sol yanımda
hiç bir anlam bulamazsın sözsüzlüğüme
sığınacak bütün sabır limanlarını yerle bir edebilirim
tekrar acıya bulanarak acıyı tadarak
hırkasız bir derviş gibi sözlerimi hece hece kesebilirim
içine vahşet bulaşmış şiirler asabilirim zamana
bu gece gelme
seni incitirim
beni öyle harmanladı ki terkedilmişlik
kim sarsa yüreğine bakışlarının emaneti hüzünlerimi
bir anda yerle bir olmuş gibi görür binlerce kenti
artık sevmeyeceğim
tenini gri renklerle besleyen şehirleri
çünkü ardından her el sallamamda
bir kent üzerime çökerek
dönmeyeceğini söylüyor sevgili
ve her adımında
o iğrenç asfalt dudaklarıyla
ayak altlarından metrelerce kaldırımlarca öperek
sarhoş ediyor ya kendini
boğuluyorum bir yerlerde.
.bir dağ başında eşkıya kesilerek her nefes alışıma..
öl diyorum öl..artık
yok yokluğu da yok..öl diyorum öl…
yaşamayı manasız buluyor
ülkesinin tek bayramı hüzün olan yüreğim
o yüzden bu gece gelme
seni incitebilirim
.......................z.ersoy
5.0
100% (4)