24
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1436
Okunma

seni unutmaya köyüme gittim
köy kokumu beklerken
senin kokun dikildi karşıma
kekik kokularıyla dolaştı
güllere bulaştı
çimlerde yayıldı
sonra kışla yüzüne çıktı
asker nöbetlerinin hasret kokularıyla dertleşti
çok bunalttı beni çok
oysa ne çok severdim
koyunların sesi gibi kokan köyümün
tahta giyinmiş tezek kokusunu
benim derelerimin denizinde
yıllarca gözlerimle biriktirdiğim
en yeşile en yakın en maviye
tek tek yerleştirdiğim
sıra sıra adalarım
hayallerim
ağır bir kaya oldu
yün yorganımla üzerime örtüldü
masmavi gökyüzüyle beraber
karardım kaldım öylece...
ağırlığından uyuyamadığım gözlerimi kapattığımda
kara bir sevda bulutu büyütüyordum içimde
dünyada kimse kalmayınca adalarımıza yağacak
benim canımın içinde canlar kızardı kül oldu
çıraları bitti yüreğimin yaş odunlara kaldım
yüreğinde bir şey yanmayan
siz kara sevda cahilleri
kafalarınız almaz
anlamazsınız bunları bilirim
benim servetim çok olabilir ama sizle harcanmaz
tutar bi tarafı yok ki bozkırlarınızın takılacak
ben koydum kafaya adalarımı satmayı ama
beni büyüten balıkların torunlarıyla
indiğim eyrenlerin en dibine
içimdeki adaları
bir türlü bırakamadım inlerime
bir köylü kızının bakışlarında ümitlendim seni unutmayı
en sevdiği arkadaşının gözleriyle beni paylaştı
onlara dışım bahardı, onların bana içi…
bırakamazdım seni onların saflığına güvenip…
bir kadın geldi yanıma ,evleri yanınca deliren
kocası işleri yoluna koyunca sonradan deliren
kümes evde geçmişe sünger çekmişler
çocuklarının özürlü kontenjanında girdiği işi kutluyorlar
ali dedim dert mi dedim seninki
gıpta ile bakıyorlar
onlara şehir gibi gelen yüzüme
dert değildin ama ağırdın
bırakamadım
hep bırakacak bir yer aradım
gözlerin
beyazın,
‘’gözlerinin beyazı ‘’
kirlenir diye
gene bırakamadım...
gittim geldim başladım gene
niye gelirsem döneceğim yere…
…
ALİ ULUBAY
5.0
100% (19)