Önce kahredici bir hüzün.
Gözlerden dökülen iki damla yaş
Sonra hıçkırık misali bir ses,
’Hoşçakal’ sevgilim der, çeker gidersin.
Her şey bu kadar kolay,
Her şey bu kadar basit zannedersin
Oysa ki, birtanem,
Yaşanmış bunca şeyden sonra
’Gidiyorum ,’ sen hoşçakal ’ demek
Sadece kendini kandırmaktır.
Söylesene... unutabilir misin?
El ele dolaştığımız kır bahçelerini,
Unutabilir misin?...
Birlikte geçirdiğimiz geceleri.
Sonra, bir akşam,
O dağ yolunda,
Bulut bulut uçuşan sis
Arabada ikimiz
Kenetlenmiş gibi ellerimiz
Unutabilir misin?..
’Gidiyorum ’sen hoşçakal’ demek
Sadece kendini kandırmaktır.
Unutmaki bir tanem,
Sevgi ve aşk
Küçücük mikrop gibi girdimi kalbine
Tüm vücudunu sarar.
Ondan kurtuluş yoktur.
Ondan kaçış yoktur.
Sevgi ve aşk,
Doğmak, yaşamak, ölmek gibi,
Hayatın gerçeğidir.
Tanrı vergisidir.
Alın yazısıdır.
Vakitli geldiği zaman cenneti,
Vakitsiz geldiği zaman cehennemi
Yaşatır.