gitmeler; gördüğün tozlu raflar arasında, anımsadığın bir romana benzer, için sızlar..!
gitmeler; sevginden vazgeçtiğin an dağlayan hançere benzer, için yakar..!
gitmeler; uçan martının sana bir başka bakan gözlerine benzer, için kanar..!
gitmeler; alışık olup da alışamadığın yalnızlığına sarılıp ağlamaya benzer, için yanar..!
gitmeler; açmaya ümit bağlayıp solan bir çiçeğin suya hasretliğine benzer, için susar..!
Aysun Argun
Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Bugünlerde herkes gitmek istiyor. Küçük bir sahil kasabasına, Bir başka ülkeye, dağlara, uzaklara…
Hayatından memnun olan yok. Kiminle konuşsam aynı şey… Herşeyi, herkesi bırakıp gitme isteği.
Öyle “yanına almak istediği üç şey” falan yok. Bir kendisi. Bu yeter zaten. Herşeyi, herkesi götürdün demektir. Keşke kendini bırakıp gidebilse insan. Ama olmuyor.
Hadi kendimize razıyız diyelim, öteki de olmuyor. Yani herşeyi yüzüstü bırakmak göze alınmıyor.
Böyle gidiyoruz işte. Bir yanımız “kalk gidelim”, öbür yanımız “otur” diyor.
“Otur” diyen kazanıyor. O yan kalabalık zira… İş, güç, sorumluluk, çoluk çocuk, aile, Güvende olma duygusu… En kötüsü alışkanlık. Alışkanlığın verdiği rahatlık, Monotonluğun doğurduğu bıkkınlığı yeniyor. Kalıyoruz… Kuş olup uçmak isterken, ağaç olup kök salıyoruz.
Evlenmeler… Bir çocuk daha doğurmalar… Borçlara girmeler… İşi büyütmeler… Bir köpek bile bizi uçmaktan alıkoyabiliyor.
Misal ben… Kapıdaki Rex’i bırakıp gidemiyorum. Değil bu şehirden gitmek, İki sokak öteye taşınamıyorum. Alıp götürsem gelmez ki… Bütün sokağın köpeği olduğunun farkında, Herkes onu, o herkesi seviyor. Hangi birimizle gitsin?
“Sırtında yumurta küfesi olmak” diye bir deyim vardır; Evet, sırtımızda yumurta küfesi var hepimizin, Kendi imalatımız küfeler.
Ama eğreti de yaşanmaz ki bu dünyada. Ölüm var zira. Ölüme inat tutunmak lazım, İnadına kök salmak lazım.
Bari ufak kaçışlar yapabilsek. Var tabii yapanlar, ama az. Sadece kaymak tabakası. Hepimiz kaçabilsek… Bütçe, zaman, keyif… Denk olsa. Gün içinde mesela… Küçücük gitmeler yapabilsek.
Ne mümkün. Sabah 9, akşam 18 Sonra başka mecburiyetler Sıkışıp kaldık. Sırf yeme, içme, barınmanın bedeli Bu kadar ağır olmamalı.
Hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz. Bir ömür karşılığı, bir ömür yani. Ne saçma… Bahar mıdır bizi bu hale getiren? Galiba.
Ben her bahar aşık olmam ama Her bahar gitmek isterim. Gittiğim olmadı hiç, Ama olsun… İstemek de güzel
Can YÜCEL
Gidişler denilince hep bu şiir düşer aklıma.Hoşgeldiniz.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.