37
Yorum
7
Beğeni
4,9
Puan
3240
Okunma

Su gibi aktı aylar, sonbahar ve kış bitti;
Mevsim bahar olsa ne, açmadı dalda gülüm.
Yalnız benim dediğim bir sevdayı kaybetti,
Bir ayrılık şarkısı söylüyor artık dilim.
...
Öyle çok birikti ki soru soran çengeller;
Mazeret tükenmedi bitmedi hiç engeller.
Yoruldu sabah akşam duaya duran eller,
Özlediğim vuslata varmadı bir kez yolum.
...
Yokluğunun ateşi yaktı ruhu ve teni.
Tutmadın ellerimden, gelip almadın beni;
Hicranlar damla damla, eritirken bedeni,
Kırık dökük mısralar sarhoş perişan halim.
.....
Hayal olsa da öptüm, saçlarını ben tel tel;
Akıyor şimdi yaşım görmedin ki tıpkı sel.
Artık ne sevinecek, gülecek halime el,
Yakıp kavurdun beni savruldu göğe külüm.
....
Sığamadım dünyana büyüktü boyutlarım.
Hep bir kapı ardında tükendi umutlarım;
Nasıl soğuttun senden başarını kutlarım,
Acımadın insafsız, demedin ki bir kulum..
....
Varlığının tadını duyamadan damakta;
Kaybettim hayalleri gül rengi bir şafakta.
Şimdi siyah tüm renkler, soldu yeşilde akta,
Süresiz bir yastayım, hayat sanki bir zulüm..
...
Taşıyamam bilirim, sensizlik ağır bir yük;
Biter bir gün nasılsa yaram sol yanda büyük.
Bir arada can yakar yokluğun ve öksüzlük,
Beklerim gelsin diye, ruhu avutan ölüm!
ESRA DEREL
2010-İSTANBUL
5.0
96% (23)
3.0
4% (1)