7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1529
Okunma
yorgun düşmüşüm tükenen zamanlarımda
civan gençliğimi hatırladıkca
unuttuğum gecelerim gündüze gebeyken
ay ve yıldızların altında
kürşad’ın naralarında titrerdik
sokakların delikanlısı olurduk geçmişlerde
emperyalizmin beşiği avrupa şehirlerinde
elde vatan sevdası pankartlar
on binleri yürütürdük
dört inanmış delikanlı yürek
korkuları caddelere gömerek!..
ben, toy bir delikanlı
gözbebeklerimdeki kurt ışıltılarında
tanrıdağ eteklerinde asılı kalır
elaların düştüğü gözlerimde
tarihimin şanlı sayfaları çevrilirdi
damarlarımdakı soylu kanın sıcaklığında
başımız dik, alnımız açık
mağrur bakışlarımızda
batakhanelerin piçleşmiş kirlerine inat
’çankaya yokuşunda balam asya’nın bozkurtları’
marşlarında inletirdik lahey sokaklarını
dönüp arkamıza bakmadan haykırırdık!..
yarınlarımıza tohumlar ekerek
masmavi düşlere yatardık ülkü erleriyle...
menfaat, çıkar, riyakarlık bilmeden
kutlu sevdanın yolunda koşardık
başımızdakileri biz bilerek
aldanmışız geçen zamanlara baktığımda
hep sırtımıza binmiş alçakların adamları
ötükende sulanmış atlarımı
ihanet odaklarına hayasızca pazarlamışlar
görünmedikleri karanlık kuytularda
habersizce hançerlenmişim yürüdüğüm yollarda!...
gençliğimi feda ederken şanlı milletime
gözlerime miller çekildi
’of’ bile demeden yürüdüm
ezilmişliğimde yılgınlıklara yer vermeden
kaldığım yalnızlıklarda düşmedim
bir ömre adanmış kutlu davamın yollarında
kimsem de kalmasa arkamda
alnım açık, zafer marşları söylüyorum
aydınlık yarınlarıma...