Beni bir güzelin hasreti sardı
Yanarım derdine İdil boyunda
Öylesine güzel gözleri vardı
Asalet güzellik onun soyunda
……Akbülek dedikçe yanıyor yürek
……Karşılıyor beni her dem gülerek

Yakında İdil’e karlar düşecek
İdil buz tutacak herkes şaşacak
Akbülek’im bana nasıl koşacak
Bizim kavuşmamız bahar ayında
……Aylar boyunca da gül açmayacak
……Akbülek’im sensiz gün geçmeyecek

Eğle deli gönül kendini eğle
Otur bir köşeye istersen ağla
Ayıp olmaz dersen karalar bağla
Görmek mümkünmüdür düğün,toy’unda
……Dilimde türkü var Akbülek diye
……Seven sevdiğine kavuşmaz niye

Söğüt dalları da dönmüş gazale
Hasret yumağını çevir tazele
Yürek mi dayanır böyle güzele
İşin çok zor deyin günü sayında
……Hani ayrılırken bakışın yok mu
……Bir günlük zamanla bir gülüş çok mu

Turnalar getirsin selamın bana
Yeter ki bir nazar değmesin cana
Dinle Akbülek’im özlemim sana
Buz ile soğuk var dere,çayında
……Kokunu alamam yel bile soğuk
……Çıkmıyor bir türlü sesim çok boğuk

Ata yurtlarında dolanıp durdum
Sevdiğim seninle hayeller kurdum
Bu gece bak seni rüyamda gördüm
Öylece durmuştum senin kıyında
……Tutmak istiyorum sıcak elleri
……Başımda esmesin kavak yelleri

Akbülek hasreti düşürdü dara
Açtı sinem üzre onulmaz yara
Lüzumsuz sevdayı sokmadan zora
Herkesler anlasın Mecnun deyinde
……Diner mi yürekte bu ataş,bu hâr
……Akbülek İdil’de bekleyenin var
(Devam edecek)

Sadık Dağdeviren
Aşık Lüzumsuz