4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1043
Okunma
sevdim seni serinliğinde ilk yaz gecelerinin
yıldızlarla dertleştim eski defterleri karıştırarak
gözlerimde buğulanan camların gölgesinde
aldanarak şehrin yalancı ışıklarına..
yalnızlığın baskın geldiği dar sokaklarda
şiirlerini ezberledim Neruda’nın
iç cebimde biriktirdiğim afyon kokusunun külleriyle,
Nazım’ın dizelerinden sürgün gecelere uzandım.
kocaman binaların dibinden geçerken bütün ağırlığı vardı
sanki üzerimden aşkın yitirilmişlikleri geçmiş de
ayaklarım nereye giderse oradayım işte.
sevdim, çıplak yalnızlığımla bulunmadığım hiçbir mekanda
ellerimde küllenen sigaranın dumanı nereye giderse işte
sokak çocuklarının yetim hüviyetini taşıyorum belki de
hiçbir anlam ifade etmeyen gözlerimin boşluğunda.
aşkın o onulmaz yakasından silkinemedim
yalpaladım kalabalık,ihtişamlı sağır odalarda
işkencenin en bedbahtını yaşıyordum
şiirlerimin amansız yolculuklarında.
sonra hüzünletti beni Kafka’nın Dava’sı
Milena’nın trajik mektuplarından fışkıran buseler..
aşk acıyan kalbimin karanlık mağarası
soğuk dehlizlerinde yürürken yapayalnız
öfkemi rüzgarın intihar dallarına bıraktım.
hayat paranoyak bir vaka
Sade’nin cesareti olsa da biraz edepsiz
kalbimden ızdırabı geçti tualinde Frida’nın
yaşama tutkusu herşeye rağmen
pencereden görünürken sadece ıslak mavi!