3
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1913
Okunma

as..
içimde gürleyen isyan
ve kapkara gökyüzüm varken
bir kuş ölüsüymüşüm meğerse
su
ses tellerime değmeden önce
pan duymazmış öldüğümü
o yüzden gelirmiş her yıl ilk bahar
rua..
şehri
ilaçlardan okuyorum
miadı dolmuş
şifası geçmiş şehrin
deprem olmuş geçen gün
volkan patlamış
yağmur bile yağmış hatta
haber bültenlerine
babam kadar baksaydım
haberdar olurdum
dâr olurdum belki
..
bu prospektus okumalarına
bir son vermeliyim belki de
sonra ama / hemen değil
meşgulüm şimdi
kanatlarımdan sağanaklar boşaltıyorum
yerin yedi katına
aşk yokluyor cismimi
terliyor ve tuzumu emiyorum
gül kokluyorum bol bol
gül reçeli kaynıyorum
dam..
kitabesiz bir anıt yükseliyor
oradan
denizin ülkesinden
içime doğru
bazı kuşlar
bazı zamanlarda
çok güzel ötebiliyor
martılar gelmiyor evlere ve
aşkı anlıyoruz onların çığlığından
kabaran hüznü
telaşlanan hasreti
acıyı kavgayı ve ah ı ise
güvercinler söylüyor
aksak sedalarıyla
jack..
biz yeryüzüne
yüzüne bile bakılmayacak
bir çağda mı geldik sevgili
bu yüzden mi hiç yüzü yok göğün
hiç bir esaret âzâd olmuyor
kapkara kalıyoruz kapkaranlıkta
tâ ki
şehrin neonları
dalgalarla onarılıncaya kadar
biz yeryüzüne
yüzünden okuyucular olarak mı geldik yoksa
sevgili
ama sesimiz sloganlarda bitmedi ki
fısıldasak
gök gürültüsüne dönüşebiliriz halâ
ağlasak
hıçkırığımız karışır siren seslerine
üstümüzde geceden kalma şehvet
yanımız yöremiz hep cennet
biz yeryüzüne
yüzümüzü sürmek için mi geldik yoksa
sevgili
ten..
hece
zorluyor kendi bedenini
az yarım
söz
ikindiden kalma bir sarartı
aşk terliyoruz buram buram
bunun
aleme iyi geleceğini bilerek
ahh mesafe ve ahh deli çocuk
sığınıyorum senin işvene
bir heceye giriyorum ki
kanatlarım zonkluyor döndüğümde
bir hece giriyor içime
susuyorum
su /su /yorum yok..
rest..pot açık..
@..
onyedinisanikibinon
Şükrü Özmen
5.0
100% (5)