5
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
990
Okunma
"gecenin kalbinden yıldızları çaldım
maviye bürünsün diye çiçeklerim,
şarkımı söyledim hafiften esen yele karşı,
ah,yad ettim yine sevgiliden kalan sevinçleri."
aşk,tozlu kaldırımlarda sabahlara değin
gezindiğim avare yıllarım;
sarhoşluğum,utangaçlığım,yadsınamaz gerçekliğim!
aldı götürdü beni karanlıklara
mahzun,kapılmışım o teneffüs zillerine
aşk,sırnaşık bebeğim!
gözlerin dili olsa da konuşabilse
dilin kifayetsiz kaldığı şafaksız sabahlarda.
bedenin avuttuğu bilmeme o kaçıncı kadehin devrilişi
dışarıda oysa kar
beyaz örtüsünü giyinmiş mahşeri bir sessizlik;
yaşın yuvarlanmış hali Cahit Sıtkı’nın
şiirlerin bile dizginlenemediği bir muamma
çağıl çağıl çağıldayan;
zil zurna,
avarelik zamanından kalma bir aşkın yosun tutmuşhali,
aşk çek eteğini,dehlizlerimden benim,
ne kadar acı versen o kadar yalnızım!
istemsiz hareketlerimin başladığı yerde
aşk, zencefilim,krizantem çiçeğim
intiharın soğuk duşu
olmazsan diyorum
hayatımı alıp paramparça savurmasan diyorum
eylül yangılarının başladığı yerden
belki sığınabilirim
yalnızlığıma!