5
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1220
Okunma
küskündü
hüznün akşamlarında
savaşlardan kalma şarapnel parçaları
yüreğini acıtmış gözleri dalgın dalgın
havai fişeklerin bir an parlayıp
kaybolan renklerinde kendini arıyor
bir fotoğraf gibi derinliği olmayan
duyguların denizinde
kaçak bir yolcu gibi
pusulası olmayan teknede
tek başına yol alıyor
günün ve gecenin ötesinde
koyu karanlıklarda
sabahlara uyandığında
boşluğa dokunuşta kalmış umutlar
belleğinin çöllerine sürüklemiş geçmişi
sessizliğinin kıyılarında
belkide son demi
dinleniyordu yorgun yüreği
kuzey rüzgarlarının işi değildi
alnındaki derin çizgi
gözleri nemli
ama ağlayamıyordu
yitirmişti ümitlerini…
Baki Ceylan
şiirin hikayesi
bir sahil kasabası balıkçı ve kızı heykelinin önündeki bir bankta elindeki poşete gizlediği şarap şişesiyle bir an geldik gözgöze uzaklardaydı/dokundum omzuna dostça saçı sakalına karışmış ama asil bir tavırla gözleriyle merhaba otur dedi bana...Konuştuk ünv. bitirmiş fizik bölümü mezunuydu o konuştukça yutkundum en zirvesine gelmişti hayatın ve biri onu bu hale sokmuştu.Ne yaptıysam söyletemedim belliki sevmişti ben de yazardım dedi şiir ama bak titriyor ellerim zaten ne yazacam ki biliyorum tüm ümitlerimi yitirdim...