sana MÜLTECİ

kollarımı kavuşturdum güzergahımda,
umuduma yalancı doğmamalıydı ki güneş,

kucağındaki dünyalara sığındım,
sakla teninde sensizliğimi,
yağmurlar yağdı sığ yüreğime,
taşmadım, taşıdım nehirleri usulca yatağıma,
sarmaş dolaşmış saçlarım, musallat geceye,
ezberi kapkara yakamoz yakarışlarımın,
sınırkapısı kollarını bağlama.... vururlar yüreğimi,
deviririm gözlerimi, delik deşik uykularda,
teşhisimin ayak izi, bulutların voltasında,

kaçırma bakışlarını...
bakış açısını hesaplayamayışım,
üçgen kampları gidişlere kurdurur, hayalimde,
rüyalarım canımı yaktıkça eşkanar,
... pisagor biliyor herşeyi,
bağlantı ünlüsü kaldıkça, yükseklik korkusunda,
sınırsız aşkların sınırdışı sırdaşlığında,
içim dışım toplanmış... gideceksen,

içimdeki öksüz,
yetmedi, yetişmedi, yetiştirme yurdumda,
devasa sürgün yemişti... gözlerimde üvey bir zulüm,
hırçın bir dalgası vardı yüreğin,
rastgele fırtına...
emanetine limansız mıydın?
sahte kimliğiyle sorgu sualsizdi kelebek,
asılmış yüzümde sürgün,
buğulu bir hüzünde albatros,
kanatlarımla kanadığım,
kuytu köşelerimden dökülen bir çift söz de,... uğurladım,
bir bardak sudan sebeple nedensizliğimi,
ellerimin sallanışına,
salıncaklar ip cambazı, dilim ucunda kaçak,

ele verir misin? ellerimin firarına köleliğimi,
avuçlarıma yuva yapabiliyorsa hala leylekler,
sıcaktır, ellerim duamıza,
çok zaman olmamış belli terkedişinin,
üstünden yanlızlık geldi geçti sadece,
terli terli üşütecek ürperişim,
ilham perileriyle,

aşk ateşkes istiyor hecesi ömrüne,
içime sığmıyor, sığınıyorum;
sana mülteci olmak...!
bakışlarında yerli kalmak,
yakışmak, ayışığı gözlerinde,
dilini bilmeden telaffuza kalkışmak,
sivil bir cesaretle,
aşinalara kavuşmak dudak payında,
ıslı bir ıslıkta sırılsıklam aksiyle,

ellerimin serçeleri her yanlızlıkta,
sensizlikle iddiasına tutuşur, üşürdü gözyaşı,
aşkına düştüm sonbahar yapraklarıyla,
yine yollardayım... gazel, gazel tutturmuşum seni,
dokunurdu, sensizlik işgalimdeyse gece,
dokunulmazlık hakkımdı,
Mehmet Rauf ve ’’Eylül’’ sonrası yok,
patır patır dökülsem sözlük,
kasım kasım kasılsam itirafım,
kasımda da eylülleşirim...

göğüs kafesimde çırpınan gurbet,
dizkapaklarım gözkapaklarına kapandı,
özleyişimi tanımadın mı?
gittin... ayaklarıma karasular indi.

Sinem Şanlı

uzun soluklu akici her satir bir son satira lokomotif olmus
dingin zamanlarda sindirilerek okunacak kadar kaliteli guzel bir siir kutluyorum sizi ve izninizle facebookda paylasmak istiyorum saygilarimla