2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1178
Okunma

Kıyamet Saati
Minnetsiz duaların yankıları derinde
Nafile düşlerin yıkadığı bedenler
Bulutlar düşüncede
Kırbacında rüzgârın üşüyor ağaçlar
Yağmur bulutları toplanmış
Kırmızı damlacıklar düşüyor
Kan gibi kâbusların elçisi
Gök yarılmış dağlar ufalanmış
Tükeniş ansızın gelmiş
Ne kahinler bilememiş
Bizler bene dönüşmüş
Kelimeler ürpermiş
Hani sultanlar hani yoksullar
Kim alim kim zalim
Kaldı mı ki bir daim
Dünyayı avutacak
Hani nerede servet
Hani nerede şehvet
Kıyamet saati
Ne yapsak boş
Ana baba yâr
Derman olmuyor kimse
Dumanlar
Dumanlar
Soğuk sıcak yok
Nere var sığınacak
Hani nerde bir kucak
Yer yok ki kaçacak
Bu son
Bu ebedi son
Ne anne çocuğunu düşünür
Ne aşık arar sevdiğini
Boş gözler
Geride kaldı sözler
Avuntular yok
Teselliler yok
Gitti yalan
Geldi gerçek
Sur üflenmiş
Sır tükenmiş
Bu gün o gün
Yer gök kızıl
Konuşmaz oldu dil
Bitiş bir başlangıç
Bu son
Bu ebedi son
5.0
100% (1)