Ey aydınlık şehir sana, ışık saçana hayranım!
Onun nurlu avucundan, Kevser içene hayranım!
Hayranım, simgesi güle-güle âşık şuh bülbüle;
Bülbülün namesi zikre, zikri seçene hayranım!
Ey aydınlık şehir sana, ışık saçana hayranım…


Hayranım, kervanda görüp hayran kalan bahiraya,
Hayranım, yıllarca mekân iskân olan can hiraya,
Ayağına değebilen taşa toprağa hayranım;
Hayranım, bir emri ile ortadan bölünen aya,
Hayranım, kervanda görüp hayran kalan bahiraya…


Daima, her dem yanında Ebu Bekir’e (r.a.) hayranım!
Derununda hürmet gören, engin fikir’e hayranım,
Hayranım, güneşe sütre gölge olan bulutlara;
Her şeyini bağışlayan zengin, fakire hayranım
Daima, her dem yanında Ebu Bekir’e (r.a.) hayranım…


Hayranım, ashabı Güzin, âli ezvac efradına,
Hayranım, Ömer ve Osman Ali (r.a.) gibi etrafına,
Cümle sevenler içinde, olup kalmaya hayranım;
Hayranım, ölüm anında ümmetimdir parafına,
Hayranım, ashabı Güzin âli ezvac efradına…


Can evinden görebilen, cümle eşyaya hayranım!
Uhud gibi sevgisini alan, kayaya hayranım!
Hayranım yanık çöllerde hayran olan karaniye;
Miraç günü doya, doya gören Sema’ya hayranım!
Can evinden görebilen cümle eşyaya hayranım…


Hayranım, methine mazhar olabilen gariplere,
Hayranım, varisi resul nasp-edilen tabiplere,
Mevlana ve Yunus gibi yanabilene hayranım;
Hayranım, Habibe mahbup kalabilen habiplere
Hayranım, methine mazhar olabilen gariplere…



Garibî-Salih Yıldız…….02.02.2010







.