0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1240
Okunma

Filistin’den yeni dönmüştünüz
Deniz, sen ve diğerleri
Polis peşinizdeydi
Yakalansanız göreceğiniz şey
Muhakkak ki işkenceydi
Ben yeni evlenmiştim
İki oda bir salon güzel evim
Yepyeni eşyalarım, çeyizim
Aylık maaşım, güvenli işim
Ve benimle benzer durumda
Sevgili, iyi yürekli eşim
Önümüz açıktı, gelecek parlak
Yurt içi, yurt dışı birçok olanak
İyi eğitim almıştık engel tanımazdık
İstesek yakında zengin olacaktık.
İşte yollarımız bu sırada kesişti
Eşimin memleketlisi biri
Seni bize getirdi.
Başımızın üstünde sana yer verdik
Ne gelir başımıza diye hiç düşünmedik.
Ne yazık ki tuttuğumuz ev
MİT bölge şefininmiş
Meğer salondaki abajura
Dinleme cihazı yerleştirmiş
Devrin içişleri bakanı Faruk Sükan
“Solcuların nefes alışlarını bile
İzliyorum buradan”
Diye övünürdü zaman zaman.
Böylece evimize gelen giden
Kimseyi ayırt etmeden
Herkesi dinlemişler
Konuşmaları önce teybe kaydedip
Sonra yazıya dökmüşler.
İnsan hakları, özel hayatın gizliliği
Hakim kararı, Avrupa Konseyi
Yapılan anlaşmalar atılan imzalar
Hepsi vız gelmiş,
Devletin hoyrat eli meğer
Mahremiyetimize girmiş.
İkibuçuk ay dinlemeyi
Yeterli bulmuş olacaklar ki
Bir Cumartesi hiç unutmam
Evimizi bastılar
Ve her yerinde seni aradılar.
Ben işten yeni gelmiştim
Yorgun ve bezgin
Dantelli sehpa örtümün üstünde
Yarısı yenmiş bir elma
Görünce başlamıştım bağırmaya
Evde kimse yoktu, şans eseri
Ayrılmıştınız biraz önce
İsyanım sana değil
Elmayı bırakan zihniyete
Onu bırakan bir kadındı
Köy kökenli, güzel sesli
Ama nedense
Hiç sevemediğim biri
Kocası, hayran olduğum insan
Yakalandı diye
O da gelmişti bizim eve
O sıralar burjuva düşmanlığı ile
Özdeşti nesne ve değerler
Kasıtlı zarar verilir,
Küçümsenirdi güzelim şeyler
Oysa daha sonra; zamanla
Köy kökenli yoksul solcular
Mevki sahibi oldular
İçten içe özledikleri
Bütün güzel şeylere kavuştular.
Polislerin kaydettiğini bilmeden
Evde tek başına olduğum halde
“Yeter artık böyle hayat
Bitsin” diyordum, dayanamıyordum
Önce eşim geldi; hayret
Evde yalnız ikimiz varız
Bu ender durumun
Belki tadını çıkarırız
Derken kapı vuruldu…
Başlarında A. Ü.
Ankara Emniyet Müdürü,
Çifte tabanca ellerinde
Yatak odamın kapısına
İndiridiği o korkunç tekme
İlk düşüncem ne yapmalı?
Söyletmek için Yusuf’un yerini
İşkence yapacakları belli
Tek tesellim bilmiyorum ki…
Tüm evimi dolduran
Polislerin arasından
Yavaşça süzüldüm kapıya
Aniden açtım
Ve “İmdaaat” haykırışıyla
Yukarı kata çıktım
Yumrukladım kapıları
Çağırdım komşuları
“Gelin şahit olun
Bize komplo yapmasınlar
Kendileri silah koyup
Sonra onları bulup
Bizi suçlamasınlar.”
İlk kapı açılmadı
İkinciden çıktı genç bir çift;
Polisler beni sürüklerken geri
Bizimle geldiler tanıklık etmeye
Hala şükran duyarım
Gösterdikleri cesarete
İşte bu denli
Güvensizdik polise
Aradan 40 yıl geçti
Sorarım size ne değişti?
Bizden birkaç saat sonra
Yusuf da yakalandı
İşkence görmedik o gece
Gittiğimiz 2nci şubede
Henüz işin başıydı
Yıl bindokuzyüzaltmışdokuz
Oysa benim 2nci tutuklanışımdı.
Bir yıl var yok, 15 günlüğüne
Merkez Kapalı Cezaevine
Zorunlu bir ziyaret yapmıştım
Kommer’in arabası
Niye yakıldı?
Bununla ilgili bildiriyi
Aydınlatalım diye işçiyi
Trende dağıtmıştık
Ve tabii yakalanmıştık.
50 tevkifatından sonra
Politik suçlamayla
Hapse giren ilk kadın
Olmanın şerefini
Tesadüfen taşıdım.
Şimdi yeniden
Hapisteki çoğu lümpen
Dostların arasına
Döneceğim sanırım
Yaşadıklarımın gerisini
Daha sonra anlatırım.
Bitirmeden sözümü
Şunu belirtmeliyim
Birisi “Aynı şey yeniden olsa
Aynısını yapar mıydın”
Diye sorsa
Vereceğim cevabı hiç düşünmezdim
“evet evet arkadaşım, yapardım” derdim.
PS Son cümleleri Abba’nın söylediği Fernando adlı şarkı çağrıştırdı.
“If I had to do the same again
I would my friend Fernando”.