6
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1921
Okunma

I.
Toprağında
sancısıyla
Boylu boyunca uzanan enlem ve boylamında yerkürenin
Döneşen zaman
çan eğrisinden
Düşlemsel bir diagonalde
Çizilen seyri
Eğnim ayalin hayali karılan
İnce bir tül olmalı
İpliği gümüşten
Telkari bir hırka gibi giyindiğim
Geceyi çağır!
Ayın dolu yüzü
Eğildiğim toprağın delişmen kokusuna
Salınan
içten salkım saçak bağ dokusu
Bir ip kesiği kadar ince bir hat
Yarılınca derin
Kanın akış yönüne
Geceyi çağır!
ayın aydınlık yüzü
ve karanlık
anlat gümüşi
Bir aydınlığın öyküsünü
Kırılgan bir nakşın
Ebruli halini…
“Çocuğum! Çağırdı ölüm. Oysa kabusların bir merhalesi vardı. Ve cinlerin ayakları kadar izlerinden mükerrem. Çocuk çağrıydı.
Göğsüne düşen bir ağırlıktır hayatın çocuk, oysa yaşam bir karabasan dendiğinde gözkapaklarında bekleşen iri iki iristi yağmurlu. Ağ sesi ile varolmanın ve boşluğu yararak doğumdan arta kalan bağım düğümlenen özlemi göbeğine dünyanın.
Tüm kasabaların yolları bağlayan bir haritası olmalı mı izleyen ve izlenen bir seyir defteri gibi açık şehirlerden zamane denilende? Zaman oysa oya, dizelerken dizimden toprağa söz izi bıraktığım. Ey çöküp alnımı değdiğim yaradan!
Çocuğum! Aydınlığın ve karanlığın tam da orta yerinde bir cevap gibi tüm yanıtlara selim.”
II.
Gece
ve
İniyorum
Toprağa.
Ayın aydınlık yüzü
Ve karanlık.
Ve cümle haşarat yeryüzünün.
Oylumunda
Saldığım köklerimin derininde
Özüme dip
mağmaya yakın
Ne rüzgarın, ne suyun eriştiği bir katmana
Açarken çiçeklerim
Ellerim! Ah ellerim soluğuma
Çamuru karıp bir yalın biçimi, için.
Ay ışır.
Cam küreler tınısından
Hece.
“Şimdi sesinin renginden ellerimi kattığım hayat
ayalin göğsüne değen nar lekeleri gibi kan, bin nefes
bir can için.
Açılır surların kapısından kuleler.
Ve her bahçenin bir kuyusu,
her kuyunun bir kule oyuntusu gökyüzüne yücelen ki varlık.
Sorular defterinde suali zor yanıtı aramada iken melekeler
omzumda omurgasından bir el,
ahval-i zailim.
Tüm sesler sessiz olunduğunda
Vakitler vakitsiz
Aşkın emsalsiz bir boyutudur gece.
Gündüzün seherinde yürümekteyken adımların alametinde
Solurum
soluksuz neyse o!
ciğere düşen
salkım saçak bağ içinde zerre hava
bir yangıdır
yürümekte kabarcık. Aşk ile...
ateş, hava, su ve toprak
Dört unsur üzre ismin ”
Toprağım, toprağım...
Zeynep/ Mayıs- 2009
5.0
100% (6)