2
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1425
Okunma
KIRLENT ALTI ŞİİRLER...
İlkbahar babasıydım ben.
sesine çıngıraklar takıp
senin için öptüm ılık rüzgârları gamzelerinden.
Sen Sokrates’i çok seversin diye
yasakladım baldıran otunu ilk mevsimden.
Sen seversin diye ebabil sesli kadınım
sen seversin diye
can eriğe kırmızı kurdele taktı bu yaban.
Geleceksen hadi gel bile diyemeden
ağladı dudaklarımda hüzzam.
Gelseydin
acıtmazdı sözlerim.
Zemheri gecelerinde terbiyelemiştim inan.
Gelmedin…
Gelmezdin de.
Ellerimde yokluğunu zerk ettiğim yakut kırmızısı kehribar
hüzünlerimi verandaya astım, ıslaktılar.
Gecikmelerde biraz olsun ağlamalıydı insan.
Kurumalıydı astığı ne varsa, yeniden ıslanmadan.
Nafile…
Ne ağlayabildim ne de kurudu ıslaklar.
Önce karayelle işbirliği yaptı.
Sonra rotatifleşti bahar.
Affetme beni.
Nasılsa yedi timsahın çektiği
cenaze arabasına yükledim seni ve sensizliği.
Bilirim,
bir şiirle tokatlayabilseydim soluğunu
Ve bütün dost ellerini kapmasaydı kurtlar
kaygılanmazdım bu kadar.
Gramofon akşamlarımdan geçen katarlarda
haberin yok sardunyamı vurdular.
Ben ne kadar seversem işte o kadar namussuz aşk.
Şimdi…
Güneye göçen kuşların yollarına sıvamak için
B RH pozitif kan aranıyor.
Börtü böceğe haber ver emi mor benefşe
bulamazsak kan gelmeyecek yaz.
Ahmet ARIK
16 Nisan 2008
5.0
100% (2)