4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
994
Okunma
Bin dokuz yüz elli beş, kara kış yirmi sekiz
Günlerden Salı sabah, gözlerimi açmışım.
Ailede ikinci, oğlan olarak tekiz
Validey-nin gönlüne, sürur neşe saçmışım.
Kara kuru bir bebek yaramaz mı yaramaz
Tepinirde oynarım beşiğimde duramaz
Anam benim yanımda başka bir iş aramaz
Ölen ağamdan sonra, dertlere ilaçmışım.
Birazcık büyüyüp de oyun çağım gelince
Ufak tefek işlere koşturdular gelin’ce
Sekiz dokuz yaşımda kâr, zararı bilince
Yazın kazlar peşinde, işe yarar taçmışım.
Yıllar çok çabuk geçti ilkokulu bitirdim
Yatılı yurda gittim, çocukluğu yitirdim
Her ay sonunu zar zor çeke-çeke getirdim
Bazen fırsat bulunca, gizlicene kaçmışım.
Dört senenin sonunda gurbete düştü yolum
Orda da anam, babam, oldu kanadım kolum
Askerlik vakti geldi hayattan kısa bölüm
Güzel vatana bekçi, hizmete araçmışım.
Bitince askerliğim telâşeler başlamış
Evlenip iş kurmuşum toplum beni haşlamış
Hayat mektebi her dem aşı yapıp aşlamış
Böyle olmasa belki hala da kıraçmışım.
Beş fidanı büyütüp aldık tatlı ağır yük
Güzel yetiştirirsek, sevabı kat-kat büyük
Hayat kısa tez geçer, nefes sayılı körük
Ben karanlık kuyudan su çeken bakraçmışım…
Garibî-Salih Yıldız…….27.12.2009
5.0
100% (2)