Gerçi şu saatte yazacak halim kalmadı ,
Sabahın 05’ine 10 var ,
Yazsam mı ? Yazmasam mı ?
Elim tuşların üstünde gezinip duruyor.

Biraz önce Erdal Yılmaz’dan şiirler dinledim ,
Ne de güzel okuyordu ,
İnsanın içine içine doğru...
Kendimden ayrıldım , kızdım.
Hemen neler neler yazmak geldi ,
Yaralı yüreğimde , zonklayan beynimde .

Daha sonra gezdim durdum ,
Şarkılar indirdim ve dinledim ,
Söylendim , mırıldandım , inledim ,
Prangalara vuruldum , mimlendim...
Off yoruldum dedim , yatsam gayri ,
Yarim işde, kızım evinde , oğlum ayrı ,
Bekliyorum Ali’ mi , daha gelmedi ,
Bir vefasız çarptı Ona gülmedi...
Parmaklarım dolaştı , durakladım ,
Boynumu büküp , kendi kendime ,
Kalbimdeki sancıma takıldım.
Kalkmak istiyorum yerimden ,
Geçip gitmek bilmediğim yerlere ,
Acep beni alırlar mı içlerine ,
Basarlar mı bağırlarına yüreklerinde ,
Yoksa zamansız akan kanlarıma ,
Bir iz koyup , tanımadan , saymadan ,
Sana ne , sen de kim misin derler...
Yüreğime , kemiklerimde ki iliğime,
Zonklayan beynime beynime ,
Al sana , al sana , sen değil misin derler...
Eyy vaah , hayat böyle, can böyle ,
Ayak seslerini duydum ,
Geldi gelecek , açacak kapıyı ,
Açacak kısmetini ve geleceğini ,
Bin kere söyledi sevdiğini , seveceğini ,
Ama nerdee kulaklar paslanmış ,
Yürekler köslenmiş ,
Oğlum , kuzum , yarim ve ben ,
Kalmışız dımdızlak yerimizde,
Ne yapalım , bunu da yaşamak ,
Varmış serimizde...

Haydi Halife’m , yazsam mı,
Yazmasam mı dedin ve yazdın,
Sen telleri koparılmış bir sazdın ,
Ama bilende çalıyor , bilmeyende...


HALİFE TATAR
27.02.2006 Pazartesi , saat 05:28 Berlin
17.12.2009 Berlin