8
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1365
Okunma
Bu nasıl fırtına,bu nasıl tufan
Durmak mümkünmü ki “seine”’in üstünde
Jean Pierre kayıktan düştü düşecek
Kayıkta nerdeyse parçalanacak
Karanlıktı her yer bulutlar kara
Öyle bir yağmur ki bulutan inen
Jean Pierre idi bu girdapta dönen
Bir yere vurmuştu kayık aniden
Delikanlı dengesin kaybetti birden
O korkunç gecenin sabahı şimdi
Güneş gülüyordu gökte çılgınca
Kendine geldi ve gözünü açtı
Başında iki güzel gülümsüyordu
Uzandığı yerden şöyle doğruldu
Başında hala bir ağırlık vardı
Vurduğu başından kanlar sızmıştı
Seni eve götürelim diyordu genç kız
Elinden tutup kaldırdılar birlikte
Kara gözleriyle gülen Maria
Bu kardeşim Sophia ben Maria dedi
Her ikisine de bakan genç adam
Ben de Jean Pierre Matmazel dedi
İki genç kız girdiler koluna tebessüm ile
Yakındı evleri vardılar eve
Maria yarasını temizledi Pierre’in
Birkaç gün İle de la Cite de kaldı Jean pierre
Maria’nın bakışı bir ömre bedel
Bahar mevsimiydi ada güzeldi
Birlikte gezdiler Maria ile
Mutluluk vardı bakışlarında
Ayrılık vakti yaklaştığında
Bir hüzün hakimdi her iki kalpte
“Sen’in kızı Paris”in doğduğu yerde
Bir sevda doğmuştu genç yüreklerde
Bakış yetiyordu söze ne gerek
Bakıyor Maria,Jean Pierre kayboluncaya dek
Sadık Dağdeviren
Aşık Lüzumsuz
5.0
100% (4)