72
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
4151
Okunma


davul tozu getir demiştim sana
minare gölgesi
bir ölçek de sıcak kadın nefesi ki;
isterik ve tırnakları göğü parçalayan
bir de çocuk bulacaktın hani
çöpe atılmış bestelerin
la notalarını toplayan
inadın ve gururun hep lanetlendi
aşkın büyüsü tutmadı gitti
ben yüksek mimari okumadım ki bebeğim
sana yüreğimde şatolar dikeyim
gecekondular ürettim sürekli
matriksimde sunta-kerpiç duvarlar
çinko-teneke çatılar
ne zaman bir düdük çalsa
zabıta görünse, rüzgar esse
hep yıkıldılar
gecekondularda oturmazdın zaten iyi oldu
ektiğim erikleri de her bahar çocuklar yoldu
bu sefer eylülde kurumuş kurbağa bacağı getir bana
üç tane de saç ayağı
kaynatalım bakalım ne olacak
kulpu isli kazanı
şu ayrılık şiiri yazanı da
okuma iki hafta sabret
azgın boğa yumurtası da getir
ama önce bir hocaya üflet
biraz da but
evde kalmış tavuktan
haydi sevdiğim!
çile benden
emek senden
umut Tanrı’dan
C.Çalık