Seni beklemek
Belki gecenin en karanlık bir yerinde
Belli belirsiz yanıp sönerken uzaktaki şehrin ışıkları
Beklide sabaha karşı güneş yırtarken karanlıkları

Seni beklemek bir otogarın hüznünde
Hasretin bir kurşun gibi çökerken yorgun omuzlarıma
Adımlarken yerleri kirlenmiş bekleme salonunu
Ve ezberlerken adımlarımın sayısını
Git gel yirmi adım
Ha gayret
Bir yirmi daha diye zorlarken geçmeyen zamanı
Seni beklemek gecikmiş saatlere inat
Seni beklemek
Ertelenmiş vuslatlara inat
Seni beklemek beklide gelmeyeceğini bile bile….

Seni beklemek
Kimsenin olmadığı bir tren garında
Belki de deydiği yeri jilet gibi kesen soğuk bir günde
Nefesimle ellerimi ısıtırken en uzağa bakarak
Üşüyerek karanlık bir yamaçtaki kardelen gibi
Beklide titreyerek seni beklemek
Yeni sevdaya düşmüş acemi bir yürek gibi

Seni beklemek
Beklide yılların hesabını yaparak
Seni beklemek
Yitik umutların boynu büküklüğünde
Sen beklemek belki gülümseyerek
Belki de
Erkekçesine gizleyerek göz yaşlarmı
Ve yiğitlenerek yokluğuna
İsyan ederek sensiz geçen zamanlara

Seni beklemek
Adam gibi sevdaların en sevdalı yerinde
Seni beklemek
Hatırlayarak içimdeki fırtına şarkısını
Seni beklemek
Sormuk çiçeğinin en güzel renginde ve en güzel kokusunda

Seni beklemek
Belki kendi yazdıklarıma ağlayarak
Belki de ıslak dudaklarının özleminde
Seni beklemek hasret kokulu bir gecenin bitiminde
Seni düşünerek
Seni hayal ederek

Hadi
hadi geliver ürkek adımlarla
Dikiliver karşıma gülümseyerek

Seni bekliyorum son durakta
Gece siyahı saçlarına kar düşse de
Seni bekliyorum
Seni bekliyorum….

sedat 28 ekim 2008 pazar