10
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1548
Okunma

Köyümün ortasında bir çeşme vardır, asırlık
Akşamüzeri toplanırlar kadın-kız, başına,
Ellerinde bakraçları.
Evde yoğrulacak hamur,
Üç dört bebe bekler,
Eeee! Bir de su katmak gerek,
Bulgur aşına…
Senin ellerin hep çatlak,
Göz altların hep mordur Zöhre ana
Kör olası kocan kel Tahir’in
Sana tek lakırdısı vardır;
Sözüm ona seni sevdiği için dermiş ya,
“Zöhre’m kalk ta kahvaltı hazırla bana”…
İki kızını aptal etti döve döve
Baba deyince, kızlar Azrail’le eşleştirir
Öğretmen bile anlatamamıştı ,
Baba sevgisini onlara,
Görmemişler ki ne bilsinler,
Yaşadıklarını nasıl silsinler?...
Ramadan emmi var, Nasreddin Hoca gibi adam
Pijamalarıyla gezer,
O da eşeğine ters biner..
Karısı Esma Dudu’yla,
Sabahın köründe çıkarlar tarla yoluna
Karışmazlar etliye, sütlüye..
Dün sabah onları da ölü bulduk, toprak damın altında
İlk defa kömür almıştılar bu sene
Gitti garipler, linyitin gazabından
Oğulları İrfan usta, o da ölmüştü
Onun da Azraili,
Pis bir kene…
Davulcu Recep dayı var, Ramazanda davul çalar
Her eve, her saatte, sadece o dalar
Bir onun yeri baş köşededir,
Bir onun sesini,
Tüm köylü beğenir…
O da öldü, gripten..
Şimdi, işte şimdi…sessiz kaldı koca köy, hepten…
Tekfûri - 21.11.2009 01:03
.
5.0
100% (6)