küs değilim sana hayat ( II - ev , ev üstünde )saçaklanmış eteğine topluyordu ayaklarını hayat. telâ’sı düştüğünden beri dik duramıyordu kadının karşısında. yazgıdan biçilmiş, ensiz günler dikiyordu gece gündüz. sabrın, astar olduğu kumaşlarla... “Burası sizin de eviniz” e bir türlü dahil edemiyordu kendini kadın. sorgudan çoktan dönmüştü yüreği halbuki. ağlamıyordu da... hatta, eskisi gibi, rimelliyordu her yeni günün kirpiklerini. dudaklarını nar bahçelerinden giydiriyordu. hâlden anlamıyordu geceler. kadını çağırmaya, ensesinden başlıyordu. oysa sevişmek; hak etmek meselesiydi bundan böyle. boşlukla çerçevelenmiş yoklukta pek iyi durmuyordu. allı pullu yalandan cümlelere tutunuyordu adam. kalanlarıyla çoğul özne olabilmek için… sözlerin takati kesilmişken, gözlerinden yakaladı kadını. fırlatıp attı cesedini kucağına, bu enkaz bedenin nefesi iliklenemezken… gözlerinin sesini yumdu kadın. dilini düğümledi. yazık olan aidiyetliğini sıvazladı adamın. yüklendi cüsseli acılarını. kendini bir bir ardında bırakarak… zamanın rehavetine basıp içine yığılan dünyayı kenara itti kadın. adamın gelmesini beklemeden… mayıs-2007 / İzmir |
kutlarım ve...
Sevgimle