0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1744
Okunma

Bilme kine yapmıştım ve kimi kınamıştım
Sessiz ve sünepe bir vaziyette gülmüştüm, içimde neden büyütmüştüm
İnsan ve zaman, baht ve kaza, doğum ve ölüm, umut ve hüsran aşkını küçültmüştüm
Neden düşünebilmeyi, ibretiyle nefeslenmeyi, fıtratıyla akletmeyi önemseyememiştim
Bilincim ve irfanım adına niye açtım
Hangi sahranın vecdine susamıştım, arifin edebinden mi nasipsizdim
Firkat nedir hiç bilmezdim, inşirahın lafzını dahi hiç işitmemiştim, can-ı şaşkındım
Hayat nedir, ömür zaten pek bilinmeyen serdir, ölüm Allah’ın emridir der bakınırdım
Öğrenmek adına niye muarızdım
Nasıl bir kanaatin kanatlarında çırpınan sanıktım, alıklığın farkın damıydım
Yitik yılların, ruhumu bizar bırakan kaçkın kılçıkların ve meyledilen maceraların
Sosyal bünyede ki hezeyanların, devşirilen bağnazlıkların, tahakküm eden kanların
Mahkûm eden, hakkı gasp eden
Eza etmek için ruhundan geçen, kalbini dinlemekten feragat etmeyi bilen
İnsanın ahını almak için sıraya giren, mahzunun nefesini hiç önemsemeden alay eden
Mağdurun figanını asla dinlemeyen, sabinin çığlığını işitmemek için hunharca katleden
Bir neslin dramatik badirelerinde
Hak ve hukuktan arınmış, hakikatin sevdasından sıyrılmış azınlık vehmiyle
Çetelerin ve eşkâlleri alalanan nefeslerin hükümran olduğu yılların cefalı fermanıyla
Nice başlar kesildi, idam sehpaları tertip edilerek seher vakti beklenmeden katledildi
Yasama erki, yardı erki neredeydi
Neden bağrımıza bastığımız kurmay askerler böyle bir garip halin içindeydi
Yargı ve yasama sanki tekelleşmişti, çetelerin tertiplediği devlet tipi niye feciydi
Emir veren saikler kimlerdi, istikrarı talan etmek adına aymazlık adeta o an karşımızdaydı
Mustafa Cilasun