köyün delisiyim her zora talibim taptığınıza tapmam çiğnerim feryadınıza katılırım gülerek sevenim çok dostum az bilerek bir şey beklemem severim vererek
iğrendiğinizi dinlerim öperek muhtaca misafir olur yüreğinden içerim çingeni kürdü kurdu yurdu severim bu yurd ancak ben ölürsem bölünür direnirim kimsiniz siz kim hangi kimlik hangi kemlik ben turabın olayım demesini de başım gözüm üstüne kurban demesini de bilirim
ben allahın kılıncı ben zalimin korkusu ben islamın sancaktarı ben insanın umudu ben sıvas harran kastamonu anadolu ben rasulun övdüğü milletten kınalı kuzu ben fetihe tebşir olan ordu
sen kimsin ulan nedir ana baba soyun bu milleti koyunmu sandın sen koyun bölünmeyeceğiz gerekirse yatacağız koyun koyun insanlık cihad var sömürüye ankaradan duyun
öğretmenler mimarlar doktor imamlar iman olun irfan olun gönül kazanın küfrü yıkın millet olduğumuzu görmeden ölmemeye ant için allah için düşman çatlatın
.................................................................. sevgili milletim....şiirde hiçbir ferdimize yada insan onuru ile müşerref hiç bir kardeşe idinme yoktur..
sözüm yatlarda saraylarda yaşayıp milletin taptığına tapmayan onun sütünü etini seven yaşam koşullarından iğrenen memurunu korumasız gönderdiği yere orduyla korunarak gidebilen yada gidemeyen böyle iken cüceliklerine bakmadan kocaman laflar eden ab abd çıkıntılı hiç biriyle teğet bile dokunmadığım her milli kutsi mali askeri namus şerefi ederini bulunca pazarlıyan kubur farelerinedir sözüm... ben insanım bal içtiğim bardak ruhumu okşamalı üstümde dalgalanan bayrak doyduğum nimetin rabbına şükretmeli yurdum benim gibi çiçek kokmalı ırmaklarım şarkımı çağlamalı ...
milletin kaderini yine onun azim ve kararı tayin edecektir...bu ilahi kanundur.. selam eşrefi mahlukat a dır...
Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
ATATÜRK bir ile gidiyor ( ilin adını vermeyeceğim polemik olmasın diye) gidiyor. Vali beyi ziyaret ediyor . Orada valinin makamında bir hoca var. ATATÜRK ne zaman o ile gitse ya gitse o kişi sakallı. Valiye emir veriyor” Kestirin şunun sakalını? Vali " ATAM o kadar şey söyledik ama adam bir türlü kesmedi sakalını. Ne yapacağımızı bilemiyoruz" diyor.
Tamam diyor ATATÜRK. Çığırın onu bana. Adam geliyor. ATATÜRK'ÜN yanına oturuyor. Atatürk eğilip kulağına bir şeyler söylüyor ve adam gidiyor. Bir kaç hafta sonra ATATÜRK yine o şehre gidiyor ve valiliğe çıkıyor. Konuştuğu adam da geliyor. Sakallar kesilmiş. Pantolon giyilmiş, Kravat takılmış. Ak pak bir şekilde ATAÜRK'ÜN karşısına çıkıyor. Vali şaşırıyor " ATAM biz yıllardı bu adam sakalını kestirip şalvarını çıkarttıramadık. Sizin tek sözünüz ile sakallar kesildi, şalvar çıkartıldı, kravat takıldı. Ne dediniz de bu kadar değişti bu kişi?
ATATÜRK gülüyor " Eğer sakalını kesip pantolon giyip kravat takarsan seni bir ilin valisi yapacağım dedim." Diyor.
Bu hikâyeyi çok severim. Mevki ve makam için inançlarından vaz geçebilenleri bu günde çok net görüp onlarlka birlikte yaşamaya çalışmıyor muyuz?
Bizler dimdik ayaktayız ve hep ayakta kalacağız herşeye karşı
Kutluyorum kaleminizi ve saygılar ATATÜRKÇÜ yüreğinize
Ben hiç bir zaman hiç bir şekilde hiç bir yerde kendimin ehil olduğunu. Bir başkasının inançlarını yargılamak hakkına sahip olmadığımı bilecek kadar insanım ve hep insan olarak kalmaya da gayret ediyorum. Ve hiç bir düşünce yine insan olmaktan ve insanca düşünmekten. Bir başkalarını yargılarken önce kendime bakmaktan da asla geri durmadım durmayacağımda
Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir demişsiniz ya keşke bu gün hiç bir şeyin değişmediğini. Tam aksine 80 yıl sonra bile bu tür düşüncelerin hızla çoğaldığını görebilmiş olsaydınız.
Ben babaannemim margarinini kullanmaktan hiç vazgeçmedim ki Vazgeçmeyeceğim de. Neden mi. Çünkü onlar kadar doğal ve onlar kadar insan sağlığını koruyan margarin yok ve hala üretilmedi ve üretilmeyecek de .. Bu günkü margarinler yapay, o kadar çok karışım var ki içinde, kızgın yağ bile artık içindeki karışımları ayıramıyor. Bilmem farkında mısınız?
Sizinle laf kalabalığı yapmaya ve burada değerli bir dostumun sayfasını doldurmaya hiç niyetim yok.
Siz anladığınız şekilde bakmaya devam edin. Ben anladığım şekilde. Benim düşüncem ve yaşam tarzım sizi ilgilendirmediği gibi, sizin düşünceniz ve yaşam tarzınızda de beni ilgilendirmez. Her birey nasıl yaşaması gerektiğine kendisi karar verir ve o karar doğrultusunda yaşar. Din konusunda bu zaman kadar kimse ile tartışmaya girmedim ve bundan sonra da girmem. Dini ehil kişiler tartışır. Sizin de dediğiniz gibi uzmanı olmadığım konularda konuşmak laf kalabalığından başka bir şey değildir. Ben gördüklerimi, okuduklarımı, anladıklarımı yazar ve konuşurum.
ve siz insanların inaçlarını anlama ve anlatmada ehil olduğunuzu zannediyorsanız sözün ve aklın muhatabı sayılmazsınız zaten... hala babannenizin margarini kullanıyor ve başka margarin kullananları tahkir edip yargılıyorsunuz.kim verdi size bu hakkı?işinize ve aynanıza bakın,iyi bakın gördüklerinizi sizi korkutmalı çünkü...kafanızı 78 80 yıl öncesinin kumuna sokupta beyhude konuşmayın...değişimeyen tek şey değişimdir...
Siz bu tür insanları inançlı sahibi oladukarını düşünüyorsanız size söyleyecek söz yoktur ki zaten.
ATATÜRK'ÜN dikkat çektiği konuyu anlamayacak kadar yüzeysel okumanız ne kadar üzücü. .
Evet bu gün makam ve mevki uğruna her türlü inacından vazgeçen insanalrın varlığını nasıl unutabilirsiniz ve biz bunlara DİNDAR değil DİNİ İNANÇLARI SÖMÜRENLER yani DİNCİ diyoruz.
böylesi bir ahlaksızlığı atatürkçülük sayıp yaftalamışsanız ki öyle yapmışsın iyi atatürkçü değilmişim dedirttiniz...insanın giyimini kuşamını ve sakalını bertaraf etmek için makam ve bu makamın verdiği güçten hareket etmek ne derece doğrudur ki...belki o zamanlar bu zekilik ve yol göstericilik olarak altı çizilmiş olabilir ama hala aynı mantığı alkışlamanın ve altını çizmenin alemi anlamış değilim doğrusu...
Ben hiç bir zaman hiç bir şekilde hiç bir yerde kendimin ehil olduğunu. Bir başkasının inançlarını yargılamak hakkına sahip olmadığımı bilecek kadar insanım ve hep insan olarak kalmaya da gayret ediyorum. Ve hiç bir düşünce yine insan olmaktan ve insanca düşünmekten. Bir başkalarını yargılarken önce kendime bakmaktan da asla geri durmadım durmayacağımda
Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir demişsiniz ya keşke bu gün hiç bir şeyin değişmediğini. Tam aksine 80 yıl sonra bile bu tür düşüncelerin hızla çoğaldığını görebilmiş olsaydınız.
Ben babaannemim margarinini kullanmaktan hiç vazgeçmedim ki Vazgeçmeyeceğim de. Neden mi. Çünkü onlar kadar doğal ve onlar kadar insan sağlığını koruyan margarin yok ve hala üretilmedi ve üretilmeyecek de .. Bu günkü margarinler yapay, o kadar çok karışım var ki içinde, kızgın yağ bile artık içindeki karışımları ayıramıyor. Bilmem farkında mısınız?
Sizinle laf kalabalığı yapmaya ve burada değerli bir dostumun sayfasını doldurmaya hiç niyetim yok.
Siz anladığınız şekilde bakmaya devam edin. Ben anladığım şekilde. Benim düşüncem ve yaşam tarzım sizi ilgilendirmediği gibi, sizin düşünceniz ve yaşam tarzınızda de beni ilgilendirmez. Her birey nasıl yaşaması gerektiğine kendisi karar verir ve o karar doğrultusunda yaşar. Din konusunda bu zaman kadar kimse ile tartışmaya girmedim ve bundan sonra da girmem. Dini ehil kişiler tartışır. Sizin de dediğiniz gibi uzmanı olmadığım konularda konuşmak laf kalabalığından başka bir şey değildir. Ben gördüklerimi, okuduklarımı, anladıklarımı yazar ve konuşurum.
ve siz insanların inaçlarını anlama ve anlatmada ehil olduğunuzu zannediyorsanız sözün ve aklın muhatabı sayılmazsınız zaten... hala babannenizin margarini kullanıyor ve başka margarin kullananları tahkir edip yargılıyorsunuz.kim verdi size bu hakkı?işinize ve aynanıza bakın,iyi bakın gördüklerinizi sizi korkutmalı çünkü...kafanızı 78 80 yıl öncesinin kumuna sokupta beyhude konuşmayın...değişimeyen tek şey değişimdir...
Siz bu tür insanları inançlı sahibi oladukarını düşünüyorsanız size söyleyecek söz yoktur ki zaten.
ATATÜRK'ÜN dikkat çektiği konuyu anlamayacak kadar yüzeysel okumanız ne kadar üzücü. .
Evet bu gün makam ve mevki uğruna her türlü inacından vazgeçen insanalrın varlığını nasıl unutabilirsiniz ve biz bunlara DİNDAR değil DİNİ İNANÇLARI SÖMÜRENLER yani DİNCİ diyoruz.
böylesi bir ahlaksızlığı atatürkçülük sayıp yaftalamışsanız ki öyle yapmışsın iyi atatürkçü değilmişim dedirttiniz...insanın giyimini kuşamını ve sakalını bertaraf etmek için makam ve bu makamın verdiği güçten hareket etmek ne derece doğrudur ki...belki o zamanlar bu zekilik ve yol göstericilik olarak altı çizilmiş olabilir ama hala aynı mantığı alkışlamanın ve altını çizmenin alemi anlamış değilim doğrusu...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.