5
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1055
Okunma

Kalb-i nâr olmuş yakar,
Bilmezler pek aval bakar,
İnleyen nağmeler var içimde,
AŞk şimdi geçim derdinde...
Para ile pul geçti ön sıralara,
Duygusal yer bırakmadı mısralara,
Geçen zamanı gerin verin,
En büyük aşkları tarihe serin...
Dağ taş canlanmış haykırıyor,
İnsan insanı unutmuş kaykılıyor,
Hicran yarası var toprak olmuşta,
İlgisiz makamdan çalıyor giden dolmuşta...
Geceler hecelere bölünmüş,
Yıldızlar sahalara dökülmüş,
Toplamak gerek yere düşenleri,
Kovalamak âdaptır sivri sinekleri...
Ah demek olmuş moda,
Geçmiyor içmekle soda,
Yetki düşmüş çukura,
Sahip çıkmıyor vakara...
Gün gecenin ardında saklı,
Laf ile olmaz aklı paklı,
Güneşin olduğu yer aydınlık,
Yıldızları eritir kaynayan çaydanlık...
Güneşin kalbini gören yoktur,
Balçıkla sıvamaya kalkan çoktur,
İninden çıkmış üç başlı canavar,
İşine gelince her yana para var...
Karıştırma asil ile fotokopiyi,
Yarıştırma it ile bobiyi,
At ile katır soyu farklıdır,
Asil ile inatçı kadar...
Birisi diğerine edliyor kurban,
Bazı insanlar bulamaz iken urban,
Kalp göz gibidir isterse görür,
Zamanı gelince kulak ve dil ile yürür...
Son nasihat olsun tüm kalbi olanlara,
Kanmayın yalan ile dolanlara,
Malzeme konu isteyene verme fırsatı,
Alır götürür; bizdeki, asil dediğimiz atı...
5.0
100% (2)