0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1551
Okunma
YOLCU
Merhaba ey ulu yaşlı çam ile meşe ağacı
Gölgenizde birazcık oturayım mı sizlerin
Yolcuyum, yorgunum olasınız başımın tacı
Yalnızım benimle sohbetiniz olur mu sizlerin.
ÇAM, MEŞE
Hoş geldin hele otur dinlen bizim gölgemizde
Nice yolcular geldi yaslandı bizim gövdemize
Bakma yaşlılığımıza kökümüz derindedir bizim
Buyurun nedir muhabbetindeki maksadın senin
YOLCU
Nedir bu köyünüzün adı, Muhteşemdir ağaçları
Bu tepe de çok kasavetli neden böyle çok dertli
Bu derenin adı nedir, rüzgârı eser serin oda dertli
Bulunduğumuz yere ne dersiniz bu mekân sizlerin.
ÇAM, MEŞE
Hirhati, Kanlı kalenin asıl zade Bako köyü derler
Bu tepe Serihaa tepesi, gelenler gidenlere söyler
Tskrışuri deresidir, buranın rüzgârı ninniler söyler
Durduğun yer ise Zegartmo‘un tepesi olur bizlerin.
YOLCU
Kökünüzün derin olduğunu söylediniz demin
Görkeminiz çok büyük yaşınız kaçtır sizlerin
Kızmayın kimseye söylemem edeyim yemin
Yaşlanmışsınız içi çürük gövdeniz boş sizlerin
ÇAM, MEŞE
Ömrümüzü tamamladık biz bu fani dünyada
Ekin tarlasının yanında bu tepenin başında
Üç haziranda olacağız tam üç yüz yaşında
Kökümüzden nice, nice filizler çıkacak bizlerin.
YOLCU
Nice acılara şahit oldunuz kimleri neler gördünüz
Medeni tarihimize bile yetişip vahşetleri gördünüz
Üç yüz yıl önceki zamanınızdan neleri getirdiniz
İşe yarar dalınızdan budağınızdan ne olur sizlerin.
ÇAM, MEŞE
Dalımızdan budağımızdan gölgemizden faydalandın
Yorgunluğunu attın şimdi de, çarığını ayağına taktın
Kökümüze değil çıkarcı aklını hep dallarımıza taktın
Dalımızdan da budağımızdan oklar bile çıkar bizlerin.
YOLCU
Okların zamanı çoktan geçti hey gidi çam ile meşe ağacı
Beşikten kaşığa tabut için kullanılmaz bu zamanda ağacı
Her şey metal, kağıt için kullanırlar üzgünüm yalnız ağacı
Bir kışlık odununuz olur mu acaba, dallarınızdan sizlerin.
ÇAM, MEŞE
İnsan insansız neyler, Dünyamız ise ağaçsız neyler
Sizler ağaca muhtaç ağaç sizlere çam ile meşe söyler
Senin gibi düşünenler çok gelip geçti ağalar ve beyler
Bir babayiğit var ki gövdesi hep gölgemizdedir bizlerin.
YOLCU
Güneşiniz suyunuz bol olsun, filiziniz yeşillensin
Onlarda sizin gibi ömrünüz uzun göğe göversin
Gölgenizde yatan bu yiğit kimdir ki böyle översin
Öğrenmeden makamınızdan gitmem asla sizlerin.
ÇAM, MEŞE
Yolcu yolunda gerek tarihi zaman bir gün gelecek
Gelecekte de senin gibi insanlar türeyip gidecek
Tarih deprem misalidir bir gün gene belli edecek
Git yolcu yoluna Ahıska valisiydi Selim idi bizlerin.
YOLCU
Eyvah, Eyvah. Ne ettim ben şimdi, şimdi mahvoldum
Eyyyy.!. Çam, meşe ağacı karşınızda sararıp soldum
O Gövdeyi yıllarca arayan torunu bir garip yolcuydum
Dedeme mahcup ettiniz affınız olmaz mı acep sizlerin.
ÇAM, MEŞE
Af etmek Allah’a mahsustur bizce de enginliktir
İnsanoğlu bazen beşer bazen şaşar bir gariptir
Geçmişini unutma dünyaya yalnız Allah sahiptir
Gövdesi burada kellesini getirin Selim’in bizlerin.
YOLCU
Kellesi, Çemberli taş Nuri Osmaniye Cami bahçesinde
Gövdesini Hanımına, vasiyetle gömdürmüş gölgenizde
Hak yerini bulacak su yatağına, baş gövdeye kavuşacak
Bağrınızdan çıkan, vatanızın evladı efsane Selim sizlerin
Zafer Şenol ( Hamşioğlu / Himşiaşivili )