3
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1052
Okunma

BİR YANGIN MEKTUBU
Solar mıydı gerçekten güller dalında
Yoksa yeni mevsim için mi hazırlanırlardı bu baharda
Sevmekmiş gibi geliyordu hayat üzerime
Ve İstanbul’un en sancılı baharıydı ellerin
Körelmiş aşklara ateş basmaktı görevim
Zamansız bir ürperme aldı beni kendimden
Ve sen yandaşçısıymışsın gibi zamanın
Aldın aklımı başımdan.
Günahlarım ağır gelir sana
Sevaplarımı al vestiyerden, çıkarken
Dönüp bakma bile arkana giderken.
Ve aklıma her sen geldiğinde
Sana yazıyorum bu vasiyetsiz şiiri
Ustamında dediği gibi
"Sen şimdi gidiyorsun ya herkes sana benzeyecek"
Yüreğim sızlayacak.
Gidişinden değil elbet
Öpüşünden alışkanlık yaptığın için.
Ateşte yanar buruk bir sancıyla
Haykırır yangın çıkartarak
Duymayız belki
Her plansız akşamın sabahı yine sensizlik, yine hüsran.
Ya bu gece ölecektim
Katilim, gözlerin yazacaktı otopsi raporumda
Ya da sığınacaktım avuçlarına
Mezarım gibi benimseyecektim.
Susmak çare değil zamana karşı
Ağlamak, bir yangın çağrısı.
Susar çiçekler konuşamaz
Ve söyleyemezler benim sensizliğimi sana
Varlığı olmayan bir şehirden bakıyorum gözlerine
Ve bilinmiyor varlığıma dair tek kelime
Yine sonbaharın acısı yüreğimde
Ve mevsim, ilkbahar bu şehirde.
Alışamadım,
Sen yoksun gibi yaşamaya alışamadım...
Yanıbaşımdasın, elimi uzatsam dokunacağım.
Canını yakmaktan korktum, dokunamadım...
Sensizliğe, yarın öleceğim halde, alışamadım...
ATAKAN AKAN