3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
845
Okunma
Evet… artık yeryüzünde yürümek istemiyorum. İstemiyorum çünkü;yeryüzünde attığım her adımda,baktığım her yönde,gördüğüm her manzarada ve duyduğum her sözde kalbimi yakan kıvılcımların varlığını hissetmekten bitap düştüm.Hayatımda değerlerim var benim…
Değersiz olan hayatta değer sahibi olarak yaşamak o kadar zorlaştı ki;artık değersiz olmak mı suç, yoksa değerlere sahip çıkmaya çalışmak mı, değer sahibi olmak mı karıştırır oldum. Her gün öyle manzaralarla karşılaşıyorum ki inadına yapıyorlar sanki. Taa kalbimizin derinliklerini acıtan cinsten faaliyetler sergileyen insanların varlığını bilmek korkutuyor beni. Ve ben başka şeylerden de korkuyorum. Hayata mana veren değerlerimi tek başıma yaşayamayacağımı, bu hususta mutlaka bir can dost a ihtiyacım olacağını anladığımdan bu yana hep bir yarımlık,bir eksiklik hissediyorum.
Arayışlarla geçsin istemiyorum ömrüm. Can dostum dediğimi artık yanımda bulmak, hem kendimi hem de onu yarımlıktan kurtaracak bir birliktelik kurmak istiyorum. Bu birliktelik iki kişiyi tek e indirgemek amacı gütmeyecek. Yarım artı yarım eşittir bir olmamızı sağlayacak. Ama bu eksiklik belirtisi olmayacak bilakis(tam tersine)tamamlayıcı özelliği ile ön planda olacaktır. Dünyadaki en güçlü ekip; ‘can dostum ve ben’ olacağım. Çünkü dünya nın en güçlü ekibi çok iyi anlaşan iki kişiden başkası değildir.
Ruhların ızdırap çektiği alemde ruhlara serin sular serpebilmek
Kalplerin ateşe sürüklendiği alemde kalplere buzul olabilmek
Gönüllerin buzullaştığı alemde gönüllere bir volkan gibi tesir edebilmek
Hayatın cisimden ibaret zannedildiği alemde ötekinin sesini duyurabilmek
Her şeyin yüzeysel görüldüğü alemde derinlere inebilmek
Sadece bedenlere rağbet gösterilen alemde ruhların ne kadar değerli olduğunu anlatabilmek
Önüne bakmadan koşan insanların yollarını gösterebilmek
Ayaklarının altına batan dikenlere aldırmadan koşmalarına göz yummamaya çalışmak
Onlar basıp geçse de ayaklarının altından diken i çıkarmaya çalışmak
Cinsiyetlerin karıştığı zamanda hep bir şeylere vurgu yapmaya çalışmak
İnsanlar aynı değildir diye haykırabilmek
Aynı değil çünkü kadın ve erkek çok farklıdır diyebilmek
Onların ayaklarını baş üstünde tutmak gerektiğini anlatabilmek
Neden mi çünkü o ayakların altında cennet var
Heeyy cennet i incitiyorsunuz koşmayın arzularınızın peşinde diyebilmek
Sadece bi tane olan can dostum u yanıma alıp hayat dersi verebilmek
Hayatın da yaşamanın da bir manasının olduğunu haykırabilmek
Aslında mana vermeyi bildikçe her şeyin bir manasının olabileceğini duyurabilmek
Evet hayatta manasız yaşamaya alışmış olan kuru kalabalığa yaşantımızla bunları haykırabileceğime inandığım can dostum ile beraber kaşar adım ilerlemek. Öyle bir koşuş ki ardında ne bir mutsuzluk, ne bir saygısızlık, ne de bir karışıklık… sıcacık bir ortamda gönüllerde ki buzulları eritmenin, yüreklerdeki yangını dindirmenin yollarını yaşayarak öğretmek. Bütün bunlara layık olan bir varlıktır insan. İnsan olduğu müddetçe.
Arzularına gem vurmayı biliyorsun, biliyorum.
Zevklerini vuslatlı bir akşama saklamayı biliyorsun, biliyorum.
Gözyaşlarını vuslatlı bir sabah a saklamayı biliyorsun, biliyorum.
İnsan a uluhiyyet kazandıran duyguları biliyorsun, biliyorum.
Bu duyguların şu alemde yaşanabileceğini tüm insanlığa haykıracağız. Uluhiyyet kazandırmış duygularla bezenmiş insanlar hayata asıl rengini katacak olan insanlardır.
Ve bu duygularla yaşadıkça kendimize ait bir rengimiz
Kendimize ait bir kokumuz
Kendimize ait bir şeklimiz
İnancımıza ait bir kendimiz olacaktır. İşte can dostum; ben bu yüzden ufuklarda yürümek istiyorum. Yeryüzü bu duygularıma dar geliyor. Bu dünya yetmiyor bana. Yetmiyor sevgi dolu yüreğime. Yetmiyor…