3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1474
Okunma

Bırakınca anı kadranından bir gürültü kopar “Tik!”
Göz yaşla tanışır kulaklar sesle
Zemberek kurulmuştur, süre teke zincirli
Startı başlar maratonun
Derin bir nefesle.
Sofralar kurulur acılı tatlılı
Keşkeler, pişmanlıklar, ’iyi ki’ ler baş üstünde tutulur
Bakış farklıdır çoğu zaman
Bazı bardakların yarısı hep boştur
Bazılarının sadece yarısı ama hep doludur.
Arayışlar hüküm sürer ağlayan bulutlarda
Tatmin erişilmez diyarlarda gizlidir
En yüksek pahaya bürünür ulaşılmazlar
Cep, göbek ve kalpte bir ortaklık
Utanmazlık umutla sizli bizlidir.
Gönül bazı gölgesine meftun
Bazı hayaletlere çarpılır
Dört mevsim eskitir sırlarını
Hayranlığı gittikçe unutan bütün aynalar toplanır
Bir an gelir acımasızca kırılır…
Yüz ensesinden görmek ister izini
Teraziler kurulur eski püskü, istemeden
Kaç yanlış kaç doğruyu götürür meçhûlü
Ve derin nefesin ikizi derin nefes hırıldar
Gül doyasıya gülemeden…
Zemberek titrektir artık
Topaç baş sallamaya başlar
An, güneş tutulmasına yakalanınca çaresiz
Kopar saatin zinciri, son bir gürültü duyulur mahcup “Tak!”
Gemidedir artık sakin dalgalar…