9
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1401
Okunma
"Ah zâr,
Gam yüklü teline kim dokundu senin
Hüznü nağmene kim bıraktı yâr
Bilmez mi hazan derdin çok senin
Cefayı fevkine kim eyledi nâr...."
Bir lâl ediştir dilin hicabı
Hani dokunsa dile öz
Dil mahcup olur sözün meşkinde
Taşımaya taşırda,
büklümlerinde nefes dertli olursa
Özgesinde fersiz kalır dilin sedası..
Bir iç çekiştir bu
Ah ediştir,
Bir vaveyladır bu
Serzeniştir..
Varlığına turab olduğum gönül
Dilime kelam salacaksan
Ağırlığından soyutla şevkini
Şeyda edip bülbüle nazmet kılacaksan
Derdine giriftar eyleme benim meşkimi
Yetimim
Bir mim kadar sessizim
Salma dilime zâr olacak heceyi
Sebebim olma,söze esaret nedir
Çileye yetimlik çaresizliktir bilirim..
Ey sebasemavat
Sebir dağında sana,
Derdime nidâ olmakta vardı
isfehan şehrinin Keremini zeyn bilemedim özüme
Zılgıt olamadım Yusuf’un Züleyha’sı için
Süleyman’ın Hüdhüd’ü gibi
Saba Melikesi’ne aşkı konuşamadım..
Ah zâr,
figân olma sözünü taşıyamadığım dilime..
İki sözü lam ile geçip gülşen edemedim..
...
5.0
100% (4)