astım dal boylarına
beli kırılırken iki lafın
boynumda asılı gümüş kaşık
sürekli yanlış yazan bir çocuk gibi
siliyorum tertemiz hayatın yükünü
dile dolanıyor dedikodu
kim kimle çapkın kedi masalları



gözler geçen her acıyı demliyor
gümüş semaverinde
yorgunluğun izi bardak boyları
tutturmak var demin tavını
yutturmak var tiryakilere
birazda tein meraklısına
kızıl duvaklı gelin oluyor
koca gövdeli cam fanus
süzülürken mide yollarına



ben söyledim sen dinledin
sen dinledin ben demledim
kurabiye ev yapımı anne elinden
biri biter biri gelir tavşan kanı renginde
atalım bir okey toplayın zarları
yenilene çay demleme saati
ne dert kalır ne kederi
nağmelenirken dilleri


10.06.2009

bazen yürekler sıkışır kahve köşelerine ve örümcek ağlarını alır hayatın demleri
çaylar nağmelenir koyulaşır sohbet masallara sığınır gece itiraflar gelir hece hece