Sivrisinek sürüleri
Birer azgın kurt gibiydi.
Paşa resmen çıldırarak,
Üç kat cibinlik giydi...

Bir taraftan kan emici,
Bir de dayanılmaz sıcak,
Yaylaya çıkmak lazım,
Yoksa böyle olmayacak...

Gitmek için gezeren’e
Araştırdık sağı solu,
Çantamızı hazırladık,
Bizi, bekler yayla yolu...

Güzeloluk kavşağının
Köşesinde bekliyorduk,
Terliyorduk, yanıyorduk,
Damla damla eriyorduk...

Yola çıktık, oh nihayet;
Ben bitkinim, Paşa hasta,
"Nereye?" diye sordu,
Irahmetlik Mahmut Usta.

"En son durak Çukurkuyu,
Gidebildiğimiz kadar,
Aman usta dikkatli ol,
Kayacı’da vardır radar"

Karyağdı’dan yukarıya,
Gidiyorduk nazlı nazlı,
"Ne radarı?" dedi usta;
"Kağnı bile bizden hızlı"

O emektar 50 NC,
Yayla yollarının süsü;
Coğayip’te su kaynattı,
Mahmut Bey’in otobüsü!

Tilki Adam Astığı’nda,
Kırk beş dakika bekledik,
Hararetli radyatöre,
Su üstüne su ekledik!

Ve otobüs geri döndü,
Zira yanmış idi conta,
Emektarın bagajında,
Unutuldu bizim çanta!

Zaten yeter gömleğimiz,
Çanta mühim değil Paşa!
Yolu takip ederek biz,
İlerledik koşa koşa!

Kayacı’nın karşısında,
Üç beş koyun yatıyordu;
Koçaşlar yol kenarında,
Üzüm filan satıyordu!

Yayan yayan gidiyorduk,
Zaman ile yarışarak,
Çam kokusu, ter kokusu,
Birbirine karışarak!

Cındar Kuyusu yanında,
Fakı Bey’in traktörü,
Harekete geçmek üzre,
Yetişelim, Paşa, yürü!

Aslanlı’ya kadar gittik;
Arkasında traktörün,
Yayan Devrent Çekilir mi?
Rezilliği şimdi görün!

Ayağım şiş, başım duman,
"Dinlenelim Paşa, aman!"
Diyecektim, o sırada,
Peşimizden yetişti Man!

Durmayınca zalim kamyon,
Tuttuk kasayı koşarak.
Ve nihayet binebildik,
Arkasından yapışarak...

Atkalgıdığı geride;,
Geçildi Karga Gediği.
Sevincimizden çıldırdık;
Yalancının söylediği!

Ruhumuzu doldurmuştu,
Şiir ötesi derinlik,
Yüzümüze dokununca,
Avgadı’daki serinlik!

Sevincimiz yarım kaldı,
Kamyon döndü yanlış yola,
Paşa çalınca ıslığı,
Kaptan çarptı şarampole,

Adrenalin kanımızda,
Biz adeta uçuyorduk,
Kaptan feryat ededursun,
Durmaksızın kaçıyorduk!

Sorgun yoluna düşmüştük,
Yorgun, bitkin, susuz ve aç,
Tozlu, Söğüt, Keven Kırı,
Olmuyordu bize ilaç!

Paşa, fena duygulandı,
Toros Köyü’ne gelince,
Bense, mutlu değildim pek;
Yolun yarısıydı bence...

Erdemli’den Çukurkuyu,
İki saat hakikatte;
Biz yarısına gelmiştik,
Malesef sekiz saatte!

Devamı gelir elbette,
Ertelenen umutların,
Bugün mümkün değil ama,
Ulaşırız, bekle, yarın!

Paşa, merak etme, yarın;
Tükenmesin umutların!
Gölgesinde dinleniriz,
Hoş kokulu ardıçların!