8
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1141
Okunma
Yazılan, çizilen, sesimi kesti,
Bize sözden yana, nükte mi kaldı?
Sevdanın, muhalif rüzgârı esti,
Nağmeler dağıldı, güfte mi kaldı?
Kürdili, hicazkâr, Acem-a Şiran,
Hüzzam, ağır aksak, gönlümüz viran.
Yörük semailer, fasıllar her an,
Uykulu gecede, düşte mi kaldı?
Hoş bir musiki’den etmem şikâyet,
Suzinak, buselik, segâh, nihavent,
Hüseynî, karcığar, rast ve nihayet,
Hicaz, mahur, uşak beste mi kaldı?
Hisler karşılıksız, sorum cevapsız.
Yüklendim günahı, kaldım sevapsız.
Bir günüm olmadı, çölsüz, serapsız,
Beklentim, hayali seste mi kaldı?
Notalarda ritim, sazlarda ahenk,
Tellerde uyum yok, bozuldu tek tek.
Lâleler, sümbüller kurudu renk renk,
Bu solan bahçede, deste mi kaldı?
Kaybolup giderken, renklerin tonu,
Kırılıp dökülür, çözülmez konu.
Sormaktan kaçtığım, sözlerin sonu,
Selamı, sabahı keste mi kaldı?
28.02.2002…….Mustafa YARALI
5.0
100% (3)