Kılavuzu para olana her kapı açıktır. shakespeare
Ozanca
Ozanca

DUT AĞACI

Yorum

DUT AĞACI

( 1 kişi )

1

Yorum

0

Beğeni

5,0

Puan

1104

Okunma

DUT AĞACI

Daha on sekizini yeni doldurmuştu,
Töre gereği kana bulamıştı ellerini.
İdamına hükmedilmesinden sonra
Sinop mahpushanesine gönderilmişti…
1953’ün nisanında,
Dağlarda mor çiçekler baharı karşılarken….

Önce umutlarının bittiğini düşünüyordu...
Sonra cezası müebbete çevrilince,
Yaşama dair düşler kurmaya başladı
Aç ve susuz konulduğu hücresinde!
Geçmişin anıları yankılanıyordu
Zindan duvarlarında,
Asırlar gerisinden…

Kimler gelip geçmişti,
Zamanın geçmediği
Sinop mahpushanesinden!
Sandıkçı Şükrü,
Mustafa Suphi,
Büyük Türk Şairi Nazım Hikmet,
Sabahattin Ali,
Ruhi Su,
Ve daha niceleri…

Görmesine izin verilmediği
Hasta karısını kaybedince,
Ölmeyi düşünmeye başladı bir an,
Cesaret edemedi bir türlü.

Yıllar yılları kovaladı…
Hücresinde açlıktan ölmek üzereyken,
Bir gardiyanın gizlice verdiği
Yarım kiloluk kaşar peyniriyle,
Yaşama tutundu…

Anlamıştı yaşamanın değerini,
Özgürlüğün anlamını tanımıştı.
Güzeldi yaşamak!
Güneş ışığında,
Mavi gökyüzünün altında,
Bir kerecik bile nefes almak doyasıya,
Bir ömre bedeldi…

Sonra
İçerdeki müebbet hükümlülerine
Umut ışığı olsun diye,
Bir dut ağacı dikti,
Hapishane bahçesinde,
Yatmakta olduğu
Koğuş penceresinin tam karşısına…

Her gün,
Dut ağacının büyümesini izledi,
Demir parmaklıkların arkasından,
Onu,
Çocuğu gibi sevdi hep uzaktan.
Artık büyüyordu,
İçindeki umut,
Sığmak bilmiyordu,
Dört duvar arasına…
Yıllar dışarıda su gibi akarken,
Zaman içeride durmuştu….

Sandıkçı Şükrü’yü hatırladı her gün,
Duvarlara kazınan yazılarda…
Sabahattin Ali’yi hatırladı,
Sinop kalesine vuran dalgaların hışırtısında!
Onu,
Bir, denizin dalgaları oyaladı,
Bir de dut ağacı…

Zaman geçip gitmişti,
Yıllar yılları kovalarken,
Sayılı günler tez bitmişti,
Şükretmişti yaratanına,
Gün ışığına yeniden kavuştuğu için…
Ve onca yılları boşuna geçirmemişti,
Hayatı öğretmişti ona Sinop mahpushanesi,
Özgürlüğün ne anlam taşıdığını öğretmişti…

Dut ağacı büyüdü.
Meyvesini yedi,
Sinop kalesinin üzerine yolu düşen kuşlar!
Nice hükümlülere umut oldu,
Ve onları yaşama bağladı
Dut ağacının öyküsü…

Hiçte kısacık değilmiş,
Şu ömür denilen,
Yaşanmaya değer zaman.
Sinop mahpushanesini ziyarete geldi,
Yaşı sekseni aşarken…

Suskundu,
Mahkumların kokusunun sindiği,
Hücre duvarları…
Hüzünlü anılar dile geliyordu,
Asırların ötesinden…
Sonra,
Yaşlanan dut ağacına sarıldı,
Yaşanılan zaman,
Film şeridi gibi geçti gözlerinin önünden!
Yaşlı gözleri,
Dalıp gidiyordu,
Karadeniz’in kıyıları yalayan dalgalarına…
Geçmiş zamanın türküleri yankılandı birden
Hücrelerin demir parmaklıklı pencerelerinden…
“Sene üç yüz kırk bir, nefsime uydum,
Sebep oldu şeytan, bir cana kıydım”
“Başın öne eğilmesin,
Aldırma gönül aldırma”
Ağlıyordu,
Terk edilmiş zindan duvarları…

Titreyen elleriyle
Önce duvarları okşadı,
Yaşlı adam…
Sonra dut ağacına sarıldı,
Sinop kalesine son bir kez daha baktı
Yaşlı gözlerle.
Sonra birden kayboldu,
Güneşin batışıyla birlikte…
Adı…’ydı...

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (1)

5.0

100% (1)

Dut ağacı Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Dut ağacı şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
DUT AĞACI şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Davidoff
Davidoff, @davidoff
15.7.2009 15:43:32
5 puan verdi
ÇOK GÜZELDİ KUTLARIM...HERKESİN OKUMASINI İSTERDİM.
SAYGILARIMLA.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL