ölü bir şehrin enkazında ruhum
kırlangıç duası dilimde
gümüş bir tepside sunuluyor özgürlük
asit yağmurunda gözlerim
akı seçerken karada umutlar
retinadan süzülünce ışık huzmesi
kulak zarını zorluyor hıçkırık
akıl uçtu seni düşünmek mi
direnirken eşkıyaya kükreyip
saklımdasın



umudunu yitirme geleceğim
bir çiçek koku salarken
ellerinle besle saf aşkımı
yerime öp çocuk gülüşlerini
defne kokulu sandığına karanfil ek
sacda çevir kokusu genzimde ekmeği
yakışmaz kınalı ellerine mavzer
yakışmaz sana ölüm bebeğim
başını dik tut mağrur hisli kadın
saklımdasın



diyelim vuruldum kör bir kurşuna
inat hikayeleri yaz gül kokan çevrene
kanaviçeye işle benden kalan son resmi
geleceğim elbet geleceğim
ellerine dolunca sığırcık telaşı
bir ceylan savrulunca kırlarda
iki mızrak seni vurunca tellerden
geleceğim turna bakışlım
bedenim solsa da ruhum
saklımdasın



12.05.2009

bu ne duası kol başlarında mendil sallanır mı özgürlük düşmeden sevdaya sadece düşler saklanır anılarda
özgürlük her yürek kanamasında kurumuş bir gülü basmaktır közlere ilaç niyetine
çaresiz ve esrik
yine o kocaman yüreğini şiirimde demlendiren sevgili can arkadaşım Tayfuna yürek dolusu sevgiler