18
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2175
Okunma
Eski bir takvim oldu yıllarım.
Aydan, yıldan değil,
Benden kopan anılarım.
İlkbaharım,
İnadına mor
Ve
Toz pembe rüyalarım.
Minik tahta çantasıyla
Okula giden,
Çocukluk yıllarım..
İlk göz ağrım,
Kabına sığmayan,
Delikanlı çağım.
İlk merhabam,
İlk mektubum,
İlk heyecanım
ve
Terk edilişim...
Hayat bu.
Sürprizlerle dolu.
Sular kabarıyor.
Ben acemi bir kaptan.
Ne dümen kalıyor elimde,
Ne tekne,
Ne de bende, benlik...
Devlerle savaşıyorum sanki,
Nefret-öfke ve kin
Durmadan diriliyor.
Ben, her seferinde
Ölüyorum.
Kavak ağacı bir gün
Aklımı veriyor geriye,
Evleniyorum.
Balayına değil
Gurbete çıkıyorum ikinci gün
Ekmek uğruna.
Trenler-istasyonlar,
Sevgiler-hasretler,
Mektuplar-sıla
Ve
Kahreden
Gurbet akşamları...
Çocuklar büyüyor,
Ben aşınıyorum.
Eskiden böyle değildi.
Zaman ne kadar kötü diyorum.
Yaşamak aşk mı hasret mi?
Yoksa, bizi gurbetlere sürükleyen,
şu küçücük ekmek mi?
Celal ÇALIK