3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1360
Okunma

Zaten ayrıldılar. Ama yerinde değilim "o adamın"...
Senin yerinde olmayı o kadar çok isterdim ki...
Ama senin gibi olmayı asla.
Çünkü sen Çantasında ne taşıdığını bilmeyen
bir kurye gibisin.
Neyi beklediğinin farkında olmayan
bir müze bekçisi,
Evli olduğunun bir prenses olduğunu anlamamış
bir çoban,
Aşk olsun sana be adam.
O kadını tanısaydı Napolyon,
bırakırdı kılıcını ve bunu sen bilmezdin ,
çünkü o zaman tarih kitabında yazmazdı o savaşlar.
Zeus bir tanrıydı ve bir prensesle evlendi.
Oysa o prensesin yanından kaç çoban geçmişti
koyunlarını sayarak biliyor musun
hem de o prensesi görmeden.
Sen Mecnun’u duydun mu,
ferhat’ı ,
prometeus’u,
seven adamı ...
Ha sahi kaç koyunun kaldı kurda kaptırmadığın,
kredi kartının son ödeme tarihi ne zamandı,
kurumlar vergisi ne zaman ödeniyordu,
Kaç kontörün kaldı...
Ve kaç gelincik soldu yol kenarında,
kaç papatya boynunu büktü öpülmeden
ve kaç prenses geçti otuz yaşını sevilmeden?
ALİZARİN
2004 -ANKARA