0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
866
Okunma
bu ayrılıgın adı yok
dur bile demeden gittin
bir elveda öpücügü bile vermedin
arkana dönüpte beni hiç görmedin
bedenim üşüdü dondu kaldı
yıgıldı soguk ve ıslak kaldırım taşlarına
bakarken ardından doldu gözlerim biranda yaşlarla
bu ayrılıgın adı yoktu
geri dönmeni ümit ederken
dügün davetiyen gelmiş evime
sordular faris bu nediye dilim tutuldu cevabım yoktu
bildigim tekşey bu ayrılıgın adı yoktu
gelirim dügününe davetiyenle
sen görmesende ben görürüm seni beyazlar içinde
davetliler alkışlarken damat duagını acarken
yaşlı gözlerle bir köşede seyrederken
kendi,kendime söylenerek
bu ayrıgın adı bu işte faris diyerek
sessizce çekip giderim artık bu şehirden