2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1977
Okunma

falan-filana havasımış ,
ve bir sürü ayrıntılı haber
akran, akraba, komşu, hısım
birbirine keşik eder
yavaş dokuyup
altta kalana atkı atıp,
halıcı kızlarda
gün boyu ölümüne yarış
her gün
bir önceki günden farksız tıpatıp,
güya yoğun lakin,
yavan bir yaşayış...
önce kıyı modeli
bir uçtan, diğer uca
sonra orta model,
bir ona, bir buna.
düğüm düğüm nakış düşer halıya
derken asker yavuklusu düşüverir aklına
“-karlı dağlar olmasaydı
gırmızı gül solmasaydı
ölüm Allahın emri ya
şu ayrılık olmasaydı
gara gazan gaynamasın,
atım cirit ounamasın
iki sene asger oldum
nazlı yarim ağlamasın
gır atımın beli ince
öldüm yari görmeyince
gözlerime uyku girmez
senden mekdip gelmeyince”
kahrından değil,
“-türküyü böyle yakmış”
belki de onun gibi
hasret çekenin biri
son alınan mektup
haftalar önce yazılmış
türküsü “gelmeyen yar mektubu”na
yaşlar süzülür yanaklara
göz pınarlarından aşağıya
gönüller burulu-kalmış
"-bir of çeksem karşı ki dağlar yıkılır
ellerin mektubu gelmiş okunur
benim yüreğime hançer sokulur
sokulur amman amman
garip kaldım yüreğime derd oldu”
bu türküye kimsecikler eşlik etmez
sadece karasevdalının sesi duyulur
hasret çekenin içli sesi
herkesin boğazına bir şeyler düğümlenir,
sadece düğüm atan ellerin sesi duyulur
o da var gibi, yok gibi
ha bire halı dokunulur
“hasdane önünde incir ağacı
dokdur bulamadı bana ilacı
baştabib geliyor, zehirden acı
garip kaldım yüreğime dert oldu
anam dert oldu
ellerin vatanı bana yurd oldu
anam yurd oldu…”
derin soluklar verilirken
daha bir sert indirilir kirkit
kadere inat
dargınlıklar iptal edilir hemen
ızdıraba ortak olunur,
söyleyene,
söyletene,
türküye
saygı duyulur,
mezarımı gazın bayıra düze
yönümü çeviren sıladan yüze
benden selam söylen sevdğinize
başına koyu karalar bağlasın
gurbet elde galdım deye ağlasın
garip kaldım yüreğime dert oldu
anam dert oldu
ellerin vatanı bana yurd oldu
anam yurd oldu”
başka bir kirkit sesi böler,
düğüm atılan tellerin sesini arada
arada bir makas sesi
arada bir kırpık atmak için seleye,
ip almak için yumaklara
arada bir atkı geçmek için imeleğe, uruba
uzanır halıcı eller
duyulmaz olur nefesleri
sonra bozar biri sukuneti
“minarenin alt yanı
altı da berber dükkanı
tesgereli geliyor
hacıların osmanı
minarenin alt yanı”
sonra hep birden katılır,
tiz sesi gürleştirirler
gönülleri sevda yanığı
“tesgereli geliyor hacıların osmanı
gel osmanınm gel”
çay demlenmez-içilir,
aş pişirilmez yenir
radyo bir-kaç halı dokunan evde...
bazen de halıcı kızlardan türküler dinlenir
“gale galeye bakar
ah galeden ganlar akar
deliğannılar durukan
ihtiyara kim bakar
hele beşiği şamdan
yuvarlandı damdan
keşke sevmez olaydım
usandırdı bu candan”
evliliği halıcı transferi bir başka eve
çocukluğunun bir kısmını da
koca evi bilir
ve hayat devam ederdi böylece
baba evinde
ve koca evinde...
evde
hep evde...
halı dokunur,
gelin olunur,
ana olunur
çoluk-çocuğa karışılır,
yaşlanılır….
“halıyı ırcat edenin …..”