1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
824
Okunma
Deniz mi ayıracak seni benden
Ben bu katran karası sevdanda
Ben bu zifiri akşamla boğuşurken
Yanarken bir sıla hasreti gibi bağrımda sensizlik
Geceler yürürken üzerime dev dalgalarla
Ve ben bilmezken yoğrulmuş acılarda yüzmeyi
Sen söyle!
Batmaz mı kahırların bağrında bu tekne.
Dağlar mı önüme perde, akşamlar mı?
Yoksa ben miyim kör
Çıkarsız düşmüşüm yollara
Ne taş, ne kaya, ne göl…
Rüzgâr vurdukça bağrıma kırbacını
Sevdanın yağmurunda yıkanırken umutlarım
Bu dağ, bu taş, nasıl bana zindan olur
Gel gör.
Üşümüşüm sensizliğin koynunda
Bir keskin gece örter üstümü
Döşeğim, her santimini bildiğim taşra
Çekmişken derinden bir nefes
Her soluk zehir, her soluk keskin,
Ve rüzgâr eşlik eder yalnızlığıma
Sensizlik zor karam, sensizlik ağır
Yıkamadı beni bu özlem, bu kahır
Feleğin çemberinden geçtikçe ağır ağır
Kadere yenilmek yok, yok ezilmek geçmişe
Gelecek göreceksin;
Ellerimizin kavuştuğu günde
Ben meydan okuyacağım acımasız gecelere.