2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1138
Okunma

Terk edilmişliğimin şehrinde
Kayıplar sokağı benim sokağım
Lambalar benim burada
Kaldırım taşlarıyım
Son/baharda esen bir rüzgâr kadar yalınız
Bir o kadar ağlamaklıyım.
Dalında kuru umut gülleri olan bir bahçe
Suskun bülbüller konar her şafak
Susuzdur, çatlaktır, hasret kokar
Toprak kokmaz burada toprak
Ne yazık, ne yazık ki
Yeşili tanımazdı artık
Unuturdu düşen her yaprak.
Gidenin gelmediği bir kapı var örümcek ağlarıyla süslü
Neşeli bir hayalin yapıştığı duvarlarda köhne pencereler
Ara sıra yolunu şaşırmış birkaç kelebek dokunur
Parmak iziyle süslenmiş aynalarda
Sadece yüzün istenir
Ne çare yokluğun okunur.
Üç basamakla çıkılır yatak odasına
Kurtlar merdivenleri gıcırtıya zincirlemiş
Dokunulmamaktan utanmış bir yatak sere serpe
Gel, dön de bak istersen
Her yanda gidişin oturur
Pişmanlığım başköşede
Dönmeyişin oturur…
Paslanmış tabak, kaşık çatal mutfağın süsü
Eskimiş toprakla dolu
En çok sevdiğin çiçeğin çiçeksiz saksısı
Mis gibi kokan yemekler yaparken taktığın
Naylonumsu, pembe nakışlı önlüğün…
Bomboş duruyor askısı.
İşte adresim bu
Ararsan burada bulursun
Kapı numarasını sorarsan
Gittiğin günün takvimini bul
Her gelişimde anlamsızca durarak
Aynı yere bakıyorum ağlayarak.
Bir insan bu kadar mı doldururmuş bir evi
Nasıl anlamadım, düşünemedim, bilemedim
Belki kararını değiştirirdin
Kalırdın belki
Çiçeğin solmazdı
Bu ev yaşardı “Kal! ” diyebilseydim eğer
Belki giden olmazdı…
Beklenen olmazdı…
Turgut Uzdu
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
5.0
100% (1)