24
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1409
Okunma
Şu Har-ı gül şende asıl rengini,
Öylesine arar, arar bu gönül.
Kimsesiz kimsesiz kendi kendini,
Öylesine anar, anar bu gönül.
Duman bilmez ateş bilmez köz bilmez,
“Semme VECHULLAH’TAN başka yüz bilmez,
Nota bilmez beste bilmez saz bilmez,
Öylesine çala, çalar bu gönül.
Çektiği çileler ah sız amansız,
Terk etti tedbiri kaldı plan sız,
Sanmayın yanışı dinsiz imansız,
Öylesine yanar, yanar bu gönül.
Unutmuşum hayatta ki rolümü
Kıvılcımlar sarmış gönül holümü
Kurumuş çöllerde beyaz gülünü
Öylesine sular, sular bu gönül.
Dindirmedi içimde ki acımı
İkiye katladı ince sancımı
Tutam tutam dokunduğu saçımı
Öylesine yolar, yolar bu gönül.
Şu gölge varlığı sinede yükmüş,
İçi kan ağlamış gözyaşı dökmüş,
Sarıçiçek gibi boynunu bükmüş,
Öylesine solar, solar bu gönül,
Hamuru yoğrulmuş Hakkın eliyle,
Deryalara dalmış sevda seliyle,
Rayihalar almış Tevhit yeliyle,
Öylesine kokar, kokar bu gönül.
Şükrandır şükürle şükrün şükrüne,
Kapılmış gidiyor içsel zikrine,
Can-Canan misali vuslat fikrine,
Öylesine dalar, dalar bu gönül,
Bülbülüm niyazım gayet derinden,
Ne gelirse hoştur dostun elinden,
Yaralı yarayı almış derinden,
Öylesine kanar, kanar bu gönül.
01.05.1999……..Mustafa YARALI