6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2252
Okunma

Uhud!
Çok şiddetli bir savaş oluyordu Uhud’da;
Yetmiş iman askeri soluyordu Uhud’da.
Rasûlullah s.a.v. bir ara zırhına darbe yedi;
Parçası gül yüzüne battı ve eza verdi.
Ebu Ubeyd’e onu dişleriyle çıkardı;
Öndekiler döküldü elim bir acı sardı.
Nur yüzü kanıyorken geldi başka bir darbe;
İnci gibi dişleri oluverdi harabe.
Ashap dedi bunlara beddua et hak Rasûl;
Acımadan bizleri kırıyorlar bak Rasûl.
Hayır, onlar bilmiyor gaflet içinde böyle;
Allah’ım tarafından hakka hidayet eyle.
Şahsına gelen acı hiçte değil önemli;
İnsanlığa rahmettir daim gözleri nemli.
& Hendek!
Hicretin ilk beş yılı, müşrikler çıktı yola;
Medine’yi sardılar ve durdular kol kola.
Müslümanlar hendekle, savundu Nur şehrini;
Vaziyet çok vahimdi, üzdü rahmet nehrini.
Öğle, ikindi, akşam, geçti kazaya kaldı;
Sebep olan kâfirler, elim beddua aldı.
Uhud’da kanı aktı, ama önem vermedi;
Burada Namaz geçti, gözü bir şey görmedi.
Rahat kâşanelerde geçiren namazını;
Çok arar ahirette, Şefaatin azını.
Dininin direğini, yıkan duysun bu sesi;
İsterse keyif çatsın, ister gitsin neşesi.
Hata kusur var ise, Garibi’nin eksiği;
Her zaman kırık zaten, beşiği ve eşiği…
Garibi-Salih Yıldız……20.01.2009
.