Lacivert mi desem, gör yeşilini.
Rengarenk sularda, açtık yelkeni.
Turkuvaz denizde, haki yosunlar.
Balıktan kokulu, bu tuzlu sular.

Uzaktan görünür, Toros Dağları.
Sahile uzanır, zeytin dalları.
İğne oyasıdır, güzel koyları.
Birbirinden şirin, kasabaları.

Kıyılar altındır, denizi parlak.
Güneşi sıcacık, insanı sarlak.
Antik çağdan kalmış, eski kentleri.
Sanki canlı gibi, taş heykelleri.

Geçmiş bu günle, burada harman.
Anlamazsın nasıl, geçiyor zaman.
Gündüz deniz keyfi, sahiller mekan.
Güneş batar gelir, yıldızlar yorgan.

Kıyılara vurur, beyaz dalgalar.
Uzaktan görünür, yanan ışıklar.
Dizili incidir, köyler kazalar.
Sarı, beyaz, pembe açar zakkumlar.

Akdeniz kızının, gözleri zeytin.
Büyüledin şairi, bakar kör ettin.
Bir anda gençleştim, kendimden geçtim.
Hayallere daldım, maziye gittim.

Toroslarda yaşar, Karacaoğlan.
Saz çalıp çok gezmiş, aşık durmadan.
Hala unutulmaz, bu şair ozan.
Şiirlerle yaşar, tarihi zaman.

Bir anda dalmışım, geçmiş ufkuna.
Gören aşık olur, yörük kızına.
Yaşanır burada, en güzel aşklar.
Gençleşir yaşlılar, kanları kaynar.

İşte benim ülkem, güzelden güzel.
Sonbahar gelince, dökülür gazel.
Mandalina, turunç, sarı limonlar.
Unutmaz Bodrum’u, gelip kalanlar.

İşte Akdeniz’im, yeşildir Ege’m.
Nasıl anlatayım, daha ne desem.
Daha eksikler var, görüp söylesem.
Türkmendağlı benim, ülkem muhteşem.