Yalnızca sokak lâmbaları yanıyor
bir de reklam spotları
evler karanlıkta
kent uykusunda gömülü
son deminde sabahın
sen de uykudasındır şimdi...



Benden haberin oldu mu
daldı mı düşlerine bir deli
olmaz olmaz deme
olur mu olur
neredeyim biliyor musun;
eviniz vardı ya hani
sana aşık olduğum serüven
Güzel Atlar Ülkesi’ne giderken
oradan almış
orada bırakmıştım seni;
tam o evin yanı başındayım
belki bir zamanlar
üstüne basıp geçtiğin
bir kaldırım taşındayım...



Düşlerimden yüzün geçiyor
gözlerimin önündesin şu an
ay deliyor sanki geceyi
düşüyor yüzüme şuân,
belirginleşiyor yavaş yavaş
dağlarda karın beyazı
yüzümde esintisi sabahın
serin serin vuruyor ayazı...



Arıyorum sımsıcak
pamuk yumuşaklığında
kar beyaz ellerini...



Kıyısındayım Akdeniz’in
düşlerimde büyüttüğüm
sol yanımda uyuttuğum
sevgilim;
uyanırcasına uykusundan
gül rengi güneş
yüzünü gösterip yükselirken
rengârenk düşüyor sulara
kızıl bir gülden
bakır rengine dönerken bulutlar
süzülüyor martılar
renkli deniz sofrasına...



Ömrüm işte böyle sensiz
gelip geçerken yollarda
bana da yer ayır
düşlerinde kar beyaz
o sımsıcak kollarda;
olmaz olmaz deme
olur mu olur
aşkla imkânsız
ne çok düşler gerçek olur ...

...
Sen benim düş gerçeğim
geçmişim geleceğimsin...




Şaban AKTAŞ
28.12.2008