27
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1914
Okunma

Aşkın karanlığından çıktım yenice
kaç bahar ördüm saçlarına
yangınlardan geçtim
yıldız topladım öbek öbek
her serseri savruluşta
hayâlin geçti gözlerimden...
Gen’zimi yaktı duman
boğdun beni acılarla
taşlar üstüme düştü
her önüme gelen yıkık duvardan...
Her iğreti duruşta bahtsızlığım var
her yürek vuruşunda sen
denizden tutup geceleyin
ay’ın şavkında kucağıma aldım seni
seninle daldım gece boyu hüzünlere...
Ne varsa suya ve ateşe dair
yalandır hepsi yalan
türkülerce uzayan hasretim masal
kuş uçmaz, kuş uçmaz
kervan geçmez, kervan geçmez
benim sesimin yankısında kaybolan
nağmelerim sessiz
ilkyaz sürgünleri kupkuru dal...
Yürürken bu gün dağlarda sensiz
her ağaca yeniden
eşkiya bir dal oluyorsa gövden
ölümsüzleşiyorsan su gibi aziz
derinleşen sensin vadilerin yamacından
savurdum seni köşe bucak
sevdamın rüzgârına hamaklar kurarak...
Haykırdım adını dağlarda
çıldırmaya ramak kaldı
rüzgârın sesine ektim sevgini,
ektim sevgini
ektim sevgini
ektim sevgini;
bitsin diye
bitsin diye
bitsin diye ayrılıklar...
Selâmını aldım, izimden yürüyen gölgeyle
senin yüzünden sevinir kelebekler
senin yüzünden harami yüreğim
elinde mavzer seni bekler
senin yüzünden kapanmaz gedikler
vurursun her gün beni
dokuz yerimden dokuz kurşun yerim ben...
Şaban AKTAŞ
16.04.1999
AGSS SERİSİ