8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
997
Okunma

Bir masal bu…
Günün birinde ince bir sızı ile başlıyor.
Sonra adı sevda oluyor.
Hep onunla doluyorsun.
Düşlerinde o,
Yalnızlığında o oluyor.
Bazen kavuşuyor gözlerin.
Gizli gizli buluşuyorsun.
İki kelimeyi dudakların söylemekten aciz iken,
Kalbin haykırıyor!
SENİ SEVİYORUM…
Çılgınca bağlanıyor, özlüyorsun.
Bir öpüşün hasretini çekiyorsun.
Hayaller kuruyor,
Yalnız benim diyorsun.
Günün birinde
Çıkageliyor
Parmağında yüzükle…
Taş kesiliyorsun.
Acı ve öfke karışıyor,
Lanet okuyorsun hayata,
Kadere, hiçe sayılmışlığına.
Onlar eriyor muratlarına.
Sen çıkamıyorsun kerevete.
Senin masalın asıl o zaman başlıyor.
Önceleri kendini teselli ediyorsun.
Avunmaya çabalarken, savruluyorsun,
Hayatının en çıkmazında.
Sonra soğumaya başlıyor yaran.
Hala çok acı çekiyor yüreğin.
Onu hayal etmekten bile,
Korkuyorsun.
Ama kalbin her vuruşunda
Haykırıyor ismini.
Onu görmekten men ediyorsun kendini.
Duygularına yenilmekten korkuyorsun.
Karşılaştığında dilin suskun,
Yüreğin kuş gibi çırpınıyor
Kemikten kafesini parçalarcasına…
Yalnızca gözlerin susmuyor.
Ama yazık ki, sevdiğin artık,
Gözlerini okuyamıyor.
1989 Ankara